Yurtdışı ve herkesle birlikte mutlu bir yaşam. | Open Subtitles | ذاهبة للخارج وستسعدى مع الجميع ــ لا تعطنى موعظة |
Hayır, ben de herkesle birlikte soruşturmaya devam etmek istiyorum... | Open Subtitles | كلا، أريد التساوي مع الجميع في هذا التحقيق. بالطبع |
Fakat gerçek şu ki, bu herkes için her zaman geçerli değildir. | TED | مع ذلك، فإن الحقيقة أن هذا لم يكن دائمًا هو الحال مع الجميع. |
Herkese karşı pislik gibi davranmasan? Üvey oğlun da buna dâhil. | Open Subtitles | ربما عليك ألا تتعامل بنذالة مع الجميع ومن ضمنهم ابن زوجتك. |
Bu konu hakkındaki fikirlerimi zaten daha önce paylaşmıştım ve kararım, burada herkesle beraber kalmaktan yana. | Open Subtitles | لقد سبق وأخبرتك برأيي في هذه المسألة ..وقراري هو أن أكون هنا مع الجميع.. |
Senin de orada olduğunu ve... diğerleriyle birlikte şarkı söylediğini hatırlıyor gibiyim. | Open Subtitles | هل نسيتي من تكونين تريدين العوده مع الجميع |
Bunu anlıyorum ama sen, sana ve diğer herkese yapılanın aynısını yapıyorsun. | Open Subtitles | انا افهم ذلك , لكنك تفعلي تماما مع الجميع ما كان يحدث لك |
herkesle birlikte otururum ve çöp poşeti gerekebilir çünkü biraz... | Open Subtitles | سأذهب إلى هناك وأجلس مع الجميع وقد أحتاج إلى سلة مهملات ، رغم ذلك بسبب أنني أشعر قليلاً بالتوعّك |
Hem bu şekilde herkesle birlikte olmuş olacak. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، سيكون مع الجميع أشبه بمشاركة الوقت |
Hemen ayağa kalk ve dövüş benimle veya diğer herkesle birlikte öl. | Open Subtitles | والآن انتصبي وقاتليني، وإلّا تلاقي حتفك مع الجميع. |
Şimdi de geleceğe doğru bir baktım da bu herkes için çok iyi sonuçlar doğurmuş. | Open Subtitles | هيه ، لقد نظرت الى المستقبل وهذا نجح مع الجميع |
Anlıyorum, ama bu işi herkes için kolaylaştırmalısın, kendin de dahil olmak üzere. | Open Subtitles | وأنا أفهم ، ولكنان تتساهل مع الجميع ، بما في ذلك نفسك. لقد قمت بالفعل باحزان قلب أمك. |
Son zamanlarda biraz durgun, ama herkes için böyle. | Open Subtitles | لقد كان الوضع مستقرا مؤخراً انه كذلك مع الجميع |
Şu andan itibaren Herkese karşı iyi ve kibar olacağım. | Open Subtitles | من الآن وصاعداً سأكون طيب ولطيف مع الجميع |
Senin dışında Herkese karşı iyi biriyim. Bunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا رجل صالح مع الجميع عدا أنتِ أنا أعرف هذا |
Olmamalıydı ama... Herkese karşı nazikti. | Open Subtitles | لم يكن لزاماً عليها أن تكون ولكنها كانت لطيفةً مع الجميع |
Han, seni seviyorum kardeşim, ama Marvin Gaye'den gey Marvinlere kadar herkesle beraber çaldım. | Open Subtitles | بعزفك الجيد لآلة الساكسفون هان , أنا أحبك يأخي ولكني عزفت مع الجميع |
Neden herkesle beraber sığınakta kalmadın? | Open Subtitles | لماذا اتيت هنا، فيشلجز؟ لماذا لم تبقى مع الجميع في كهوف؟ |
Bizim de diğerleriyle birlikte aşağıya inmemiz gerekiyor... | Open Subtitles | ألا يجب علينا النزول إلى الأسفل مع الجميع |
Sizden korkmuyorum, beni diğer herkese yaptığınız gibi zorla susturamazsınız diyeceğim ve kimse yapmazsa da ben yapacağım ve bana ne yaparsanız yapın ben ortadan kaybolduktan sonra aynı şeyi yapacak başkaları da da çıkacaktır umarım. | Open Subtitles | إنها مشكلة الجميع، ولست خائفًا منكم. تعلمون، لن تقوموا بإرهابي لأصمت كما فعلتم مع الجميع. |
Aslında çekip gittim ve o iblisin otelle birlikte Herkesi almasına izin verdim. | Open Subtitles | أنا مشيت خارجاً وتركت له المكان مع الجميع |
Pakistan'dan tut da, Kuzey Kore'ye kadar herkesin görevi var. | Open Subtitles | هناك تعاملات له هنا مع الجميع من الباكستان لكوريا الشمالية |
Herkes ile konuşma profesyonel istihbaratın olmazsa olmazıdır. | Open Subtitles | انها سمة من الذكاء المهني ناشط لاجراء محادثات مع الجميع |