Sorun değil. Rüzgarda ses yapan kepenk hala ses yapmaya devam ediyor. | Open Subtitles | لا بأس، لا يزال هناك هذا المصراع الذي يصدر صريراً مع الرياح. |
Rüzgarda dalgalanan, üzerinde kırmızı çiçekler olan perdeye benzer bir şey. | Open Subtitles | تبدو مثل الستائر مع بعض الزهور الحمراء التي تتطاير مع الرياح |
Yüksek deri çizmeleri, poturları, eski deri bir ceketi, muhteşem bir kaskı, ve o fevkalade gözlükleri, ve illa ki beyaz bir şalı olurdu Rüzgarda uçuşan. | TED | يرتدي حذاء جلدي طويل, بنطال , سترة جلدية قديمة, خوذة رائعة وتلك النظارات البديعة وحتما وشاح ابيض ليتطاير مع الرياح |
Eğer nükleeri tercih ederseniz, büyük bir azalma elde edersiniz, ama rüzgar ve(ya) konsantre güneş enerjisiyle olacağı kadar değil. | TED | إذا ذهبت الى النووية، فستحصل على إنخفاض كبير لكنه ليس كبيراً كما هو الحال مع الرياح أو الطاقة الشمسية المكثفة. |
Ve bu öykü, fonda yüzmekte olan, rüzgar ve gelgitle hareket eden geçici bir buzula karşı sahneleniyordu. | TED | حيث تعبر عكس التيارات الثلجية التي تعترض المحيط والتي تتحرك مع الرياح والمد والجزر |
Rügen adasına gider ve küllerini rüzgara savururdum. | Open Subtitles | أنا سأذهب إلى جزيرة ريوجين وإنثر رمادك مع الرياح. |
rüzgârda sağa sola sallananlardan. Hayır, hiç de benzemiyorum. İyi görünüyorum. | Open Subtitles | الواحد الذي يطير مع الرياح لا انا لست , أبدو جيدة |
Gülerek ayakta öylece durdu siyah saçları Rüzgarda dalgalanıyordu ve bana hakkındaki her şeyi anlattı. | Open Subtitles | وقفت هناك تضحك شعرها الأسود كان يتطاير مع الرياح وحدثتنى عن نفسها |
Gülerek ayakta öylece durdu siyah saçları Rüzgarda dalgalanıyordu ve bana hakkındaki her şeyi anlattı. | Open Subtitles | وقفت هناك تضحك شعرها الأسود كان يتطاير مع الرياح وحدثتنى عن نفسها |
Gölde oradan oraya zıplayan bir balık bisikletle gezerken saçlarının Rüzgarda uçuşması falan. | Open Subtitles | قفز السمك في البحيرة، ركوب الدراجة و تطاير شعرك مع الرياح |
Öğütlerimi dinleyin ama fikirlerim Rüzgarda yok olur | Open Subtitles | الرجال تسمع نصائحى لكن رأيى يذهب مع الرياح |
Tüm köy görebilsin diye Rüzgarda dalgalanıp duruyordu. | Open Subtitles | كان يتطاير مع الرياح ليراه سكّان القرية كلّها |
Her bir tohumcuk, konacak güvenli bir yer bulmak için Rüzgarda salınan her şeyi riske eden küçük birer paraşütçü. | Open Subtitles | كل شتلة عبارة عن مِظلة تطفو مع الرياح تخاطر بكل شيء لتؤمن مكانًا لكي تهبط عليه |
Tüm köy görebilsin diye Rüzgarda dalgalanıp duruyordu. | Open Subtitles | كان يتطاير مع الرياح ليراه سكّان القرية كلّها |
burası. kurbanların yedi mil güneybatısı sporlar tıpkı karahindiba tohumu gibi Rüzgarda savrulmuş... kesinlikle. | Open Subtitles | هنا، على بعد 11 كلم من جنوب غرب الضحايا انتقلت الجراثيم مع الرياح كبذور الهندباء |
Rüzgarda dalgalanan, üzerinde kırmızı çiçekler olan perdeye benzer bir şey. | Open Subtitles | وفتاة لطيفة بضفائر وبعضالستائر... عليها بعض الزهور الحمراء التي ... تتطاير مع الرياح |
rüzgar sayesinde o kadar yüksekten uçabiliyorlar. | Open Subtitles | كان باستطاعتهن بان يطرن بهذا العلو مع الرياح |
Hedef 160'ta, efendim. 5 mil rüzgar var. | Open Subtitles | الهدف عند 160 , سيدى. خمس عقدات مع الرياح |
Yeşil yapraklar titriyor. Ilık bir rüzgar esiyor. | Open Subtitles | والأوراق الخضراء ترفرف مع الرياح الباردة |
Bizden küllerini dört rüzgara dağıtmamızı istedi. | Open Subtitles | وقد تمنّت علينا أن ننثر رفاتها مع الرياح الأربعة |
Bizden küllerini dört rüzgara dağıtmamızı istedi. | Open Subtitles | وقد تمنّت علينا أن ننثر رفاتها مع الرياح الأربعة |
Denizler kuruyunca. Daglar yaprak gibi rüzgârda savrulunca. | Open Subtitles | عندما تطير الجبال مع الرياح مثل أوراق الشجر |
Otlar rüzgârda sallanıyor. | Open Subtitles | الأعشاب تتمايل مع الرياح |