İşte dediğim gibi zamana karşı yarışıyorlardı. | Open Subtitles | حسناً حسناًً كما قلت لقد كانوا في سباق مع الزمن |
Her şey geleceğimizi kurtarmak, hatta bir geleceğe sahip olmak için zamana karşı bir yarışı döndü. | Open Subtitles | لقد أصبح سباقاً مع الزمن لكي ننقذ مستقبلنا حتى يكون لنا مستقبل |
Kaslarını ısıtabilmek için kanatlarını titreştirirler, ama bu zamana karşı bir yarıştır. | Open Subtitles | يهزّون أجنحتهم لتحمية عضلات الطيران. لكنه سُباقٌ مع الزمن. |
Saati geri alamayız, sadece zamanın kendisi gibi ileri yürüyebiliriz. | Open Subtitles | لا يمكننا العودة بالزمن للوراء فقط نسير للأمام مع الزمن |
Hayatta kalmak istiyorsan zamanla birlikte değişebilmelisin. | Open Subtitles | تريد البقاء على قيد الحياة , أنت يجب أن تتغير مع الزمن |
Ayrıca, zaman içinde bu dünyanın dinamikleriyle oynayabilirim. | TED | أستطيع أيضاً أن العب مع ديناميكية هذا العالم مع الزمن. |
zamana karşı bizi insan yapan değerlere tutunma yarışındayız. | Open Subtitles | نحن في سباق مع الزمن لتمسّك بما يجعلنا إنسان |
Burada fırsatlar asla uzun sürmez bu yüzden kıyı avcıları daima zamana karşı yarış halindeler. | Open Subtitles | الفرص لا تدوم طويلًا هنا لذا فصيّادو السواحل دائمًا في سباق مع الزمن |
Kıyıdaki avcılar daima zamana karşı yarış içindeler. | Open Subtitles | الصيادين على الساحل، في سباق دائم مع الزمن. |
zamana karşı yarışıyoruz ve her dakikanın önemi var. | Open Subtitles | آمل ذك، لأننا نتسابق مع الزمن وكل دقيقة محسوبة علينّا. |
Ancak silah ustası zamana karşı yarışıyordu. | Open Subtitles | لكن صانع الأسلحة كان يتسابق مع الزمن |
Golsüz bir oyun oluyor, Xavier'in sahada konumu harika ama yarı bitimine 25 saniye kala zamana karşı mücadele halindeler. | Open Subtitles | لا أهداف حتى الآن و (اكسافير) يسيطر على المباراة لكنهم في سباق مع الزمن باق 25 ثانية حتى نهاية الشوط |
Fakat hepimiz biliyorduk ki, bu zamana karşı bir yarıştı. | Open Subtitles | لكننا جميعاً كنا في سباق مع الزمن |
Afrika'nın gerçekten bir bilgi kıtası olmasını istiyorsak bu konuyu ciddiyetle ele almamız gerekir. Belgelendirmeye başlamalıyız. Bu bilgiyi kodlamaya başlamalıyız. Fakat ne yazık ki zamana karşı yarışıyoruz çünkü Afrika'daki geleneklerin aktarımı hep sözlü olmuştur. | TED | إذا أردنا أن نصبح جادين حول جعل أفريقيا قارة مَعرفة، هذا شيء يجب علينا معالجته بجدية بالغة، نحن بحاجة لمباشرة التوثيق، يجب علينا البدء بتدوين هذه المعرفة، وللأسف، نحن في سباق مع الزمن لأنه وفي أفريقيا كان نقل المعرفة دائما شفهيًّا. |
zamana karşı yarışıyorum ben. | Open Subtitles | أنا في سباق مع الزمن |
Ayrton Senna zamana karşı yarışıyor. | Open Subtitles | بالنسبة (لايرتون سينا)، انه السباق مع الزمن. |
Roraima, dinmek bilmeyen rüzgârlarla ve yağmurlarla aşınmış ve zamanın azizliğine uğramış biyolojik bir dağ. | Open Subtitles | جبل "رورايما" جزيرة حيويّة، فُقِدت مع الزمن.. تآكلت مع الدّهر بالرياح وَ الأمطار. |
zamanın nasıl geçtiğini fark etmedim. | Open Subtitles | لم اراقب التغييرات مع الزمن |
Önemli vesileleri kutlamazsak zamanla birlikte geçer gideriz. | Open Subtitles | إن لم نضع علامة على المعالم الأساسية فنحن نمر مع الزمن فقط |
Ya da arkadaşlarının gizli tutabileceği zaman içinde unutulacak geçici bir çılgınlıktır sadece. | Open Subtitles | او مجرد حماقة قد تنسى مع الزمن بسكوت اصدقائها عن الموضوع. |
Aslında bir kişi için romantik ekleri korumak için seçilmiş olsaydınız, zaman içinde azalmamış, böylece gerek kalmazdı – Aşk istemediğin sürece asla solmayak. | TED | إذا كنت تريد أن تحافظ على ارتباطك العاطفي بشخصٍ مّا، بحيْث لا ينحسر مع الزمن الحبّ لا ينبغي عليه أن يختفي إذا لم تكن تحبّ لهُ ذلك |