Bana en çok nefret mektubu gönderen kişiyle iletişime geçmeye karar verdim. | TED | وقررت التواصل مع الشخص الذي أرسل لي معظم الرسائل. |
Gerçek duygularının ne olduğunu biliyor olmak ama onları beslediği kişiyle paylaşamıyor olmak. | Open Subtitles | إنه يعرف حقيقة مشاعره، لكنه يعجز عن مشاركتها مع الشخص الذي يحبه |
Burada olmak için en uzun yolu katetmiş olan kişiyle başlamak uygun olur. | Open Subtitles | ولنبدأ مع الشخص الذي جاء من ابعد الطرق ليكون هنا. |
Hayır ama sevdiği kişiyle konuştuğuna inanıyordu. | Open Subtitles | لا ، كان مقتنع بأنه يتحدث مع الشخص الذي يحبه |
Hayır ama sevdiği kişiyle konuştuğuna inanıyordu. | Open Subtitles | لا ، كان مقتنع بأنه يتحدث مع الشخص الذي يحبه |
Artı, bütün hafta kardiyodayım programı hazırlayan kişiyle yaşamanın getirisi. | Open Subtitles | ..إضافة إلىأني سأقومبالجراحةلهذاالإسبوعكله. إحدى منافع العيش مع الشخص الذي يعد الجدول. |
Bess, aynı zamanda 12 yıl önce kaybettiğin o kişiyle tekrar bağ kurma fırsatını görebilir ve yapamadıklarını yapabilirsin. | Open Subtitles | بيس، تستطيعين النظر إلى هذا على أنّه فرصة هائلة لتعاودي التواصل مع الشخص الذي اختفى منذ 12 عاماً وتقفزي إلى المجهول |
Prosedür gereği, rehineleri tutan kişiyle konuşmayı denemeliyiz. Bizim yapacağımız şey de bu. | Open Subtitles | التعليمات هي أن نحاول إجراء محادثة مع الشخص الذي أخذ الرهائن. |
Aradığımız kişiyle daha önceden karşılaşmış olabilirler. | Open Subtitles | ذلك يجعلنا نظن انه لديهما اتصال سابق مع الشخص الذي نبحث عنه |
Ama belki de bu anlaşma kendini sevdiğin kişiyle beraber geçireceğin geleceği belli olmayan karmaşık bir hayattan korumak için uydurduğun bir bahanedir. | Open Subtitles | لكن ربما هذا الإتفاق مجرّد عذر تستغلينه لحماية نفسك من الفوضى والتشكيك في الحياة مع الشخص الذي تحبينه فعلاً |
Arkadaşlarınla yapman gereken bir şey dışarı çıkacağın kişiyle toplum içinde görünebiliyorsan sen de yapabilirsin. | Open Subtitles | وهو ما تفعلينه مع أصدقائكِ حيث يمكن أن تتم رؤيتكِ بواسطة العامة مع الشخص الذي تريدين الخروج معه |
Sadece bir bakıma istiyorum ki bunu yapınca sonsuza kadar birlikte olacağım kişiyle olsun. | Open Subtitles | اني نوعا ما اريد في المرة القادمة عندما افعل هذا الأمر أن يكون مع الشخص الذي سأكون معه للأبد. |
Ya da bir yıl bekleyebilirsin. Antreman yaparsın. Böylece gelecekte sevdiğin kişiyle sevdiğin şeyi yapabilirsin. | Open Subtitles | أو يمكنك أن تتوقفي لسنة وتتدربي وتمضي سنواتك الـ 4 القادمة في فعل ما تحبينه مع الشخص الذي تحبينه |
Sevdiğimiz işi sevdiğimiz kişiyle yapıyoruz. Aslında bunu oldukça romantik buluyorum. | Open Subtitles | نحن نقوم بما نحب مع الشخص الذي نحبّه، أجد هذا رومانسياً جدّاً. |
Videoyu çeken kişiyle görüşmek istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يريدون التحدث مع الشخص الذي صور المقطع |
Herkesin karşısında bulunan kişiyle kendine özgü bir etkileşim şekli vardır, değil mi? | Open Subtitles | الفعل والتفاعل الذان أصدرهما مع الشخص الذي أتعامل معه |
Bana bu işi öneren kişiyle görüşmem gereken şeyler var. | Open Subtitles | لنقل فقط أن لدى ما اكمله مع الشخص الذي اوصي بي لهذه الفوضي |
Karşınızdaki kişiyle bağlantıyı koparayım demeyin. | Open Subtitles | -"لا تفقدن التواصل "أبداً مع الشخص الذي بقربك. |
Servisi işleten kişiyle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أتكلم مع الشخص الذي يدير الخدمة |
Herkesi dudağından öpüp perhizi gerçekten önemsediği kişiyle uygulayan bir kadın olarak mı? | Open Subtitles | أهذه نصيحة من امرأة تقبل أي شخص من فمه... ولكن تمتنع عن ذلك مع الشخص الذي تحبه فعلاً؟ حسنا، أتعلمين؟ |