Adamın biri Şeytanla anlaşma yaptı diye bir kızı ölüme terkedemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا ترك الفتاة تهلك لأن أحدهم عقد صفقة مع الشيطان |
Şeytanla bir anlaşma yapmak - İşte size zaman elde ediyoruz. | Open Subtitles | حسناً ، هذا ما تحصل عليه عندما تعقد صفقة مع الشيطان |
Bilgi için Şeytanla anlaşma yapan bir bilim adamı hakkında. | Open Subtitles | تتمحور حول عالم يعقد صفقة مع الشيطان للحصول على المعرفة |
Evet, ama bazen Cehennem'den çıkmak için Şeytan'la dans etmen gerekir. | Open Subtitles | أجل، حسنًا، أحيانًا عليك أن ترقص مع الشيطان لتخرج من الجحيم |
Bu kitabı yazan adam Şeytan'la işbirliği yaptı. | Open Subtitles | الرجل الذى كتب هذا الكتاب فعل هذا بالاتحاد مع الشيطان |
Ama bu aralar Lucifer ile parti yapmayacağım, çünkü test sonuçlarım negatifti. | Open Subtitles | لكنّي لن أحتفل مع الشيطان في أيّ وقت قريب لأنّ نتائج اختباراتي كانت سلبية |
Kısmi ücretli oyun işine bulaştığınızda, Şeytanla iş birliği yapmış oluyorsunuz. | Open Subtitles | عندما تتورط في الالعاب المجانية أنت تعقد صفقةً مع الشيطان الكندي |
Penisi olan bir soluk benizliyseniz, Şeytanla aynı taraftasınız. | TED | إذا كنت من ذوي البشرة الشاحبة أنت في الدوري مع الشيطان. |
Şeytanla yaşamak insanda akıl bırakmaz, değil mi? | Open Subtitles | ليس معقولاً , أليس كذلك العيش مع الشيطان ؟ |
Şeytanla yaşamak insanda akıl bırakmaz, değil mi? | Open Subtitles | ليس معقولاً , أليس كذلك العيش مع الشيطان ؟ |
"Şeytanla sofraya oturanın kaşığı uzun olmalı." | Open Subtitles | الذى يتناول العشاء مع الشيطان لا بد له من ملعقة طويلة |
Onu karanlığın himayesine atıyoruz. Lanetlenmiş Şeytanla ve... cennetten kovulmuş meleklerle birlikte olduğuna hükmediyoruz. | Open Subtitles | ونلقيه نحو الظلمات الخارجية، ونحكم عليه باللعنة مع الشيطان |
Bu kitabı yazan adam Şeytan'la işbirliği yaptı. | Open Subtitles | الرجل الذى كتب هذا الكتاب فعل هذا بالاتحاد مع الشيطان |
O kız Cehennemde Şeytan'la olduğunu ve kaçtığını söylüyor. | Open Subtitles | تلك البنت تقول أنها كانت في الجحيم مع الشيطان وأنها هربت |
Yani, sanrım artık düşünmüyorum Şeytan'la antlaşma yapmayı. | Open Subtitles | إذا لاأفترض أنّ هناك أي طريقة لأخرج من الصفقة مع الشيطان |
Beni Lucifer ile bir hücreye tıkmıştı. | Open Subtitles | ..و تخلّى عنّي إلى زنزانتي مع الشيطان فقط ليُرافقني |
Body of Proof 2x13 şeytana Acıma. | Open Subtitles | جسم البرهان الموسم الثاني الحلقة الثالثة عشر بعنوان: التعاطف مع الشيطان تاريخ البث: 17 يناير 2012 |
Eğer bunu izliyorsan, demek oluyor ki bir kez daha Şeytan ile dans etmişsin. | Open Subtitles | إذا كنت تشاهد هذا فهذا يعني أنك لمرة آخري رقصت مع الشيطان |
- Bayan Howe'u Şeytanla gördüm. - Konuşuyor! | Open Subtitles | رأيت السيدة (هوي) مع الشيطان رأيت السيدة (باروو) مع الشيطان |
seytan'la girdigim ilk bahis buydu iste. | Open Subtitles | وكان هذا رهاني الأوّل مع الشيطان |
İkincisi, anlaşılamayan bir sebeple Şeytanla dans etmeye kalkıyor, bu yüzden Koreli katillere borçlanıyor ve bir zencinin şapkasına dil uzatıyor, hem de kolayca adam öldürüp cesedini yol kenarına attıkları bir yerde. | Open Subtitles | الثانية : إنه يود العبث مع الشيطان لسببغيرمحددتماماً،لذلك .. يدين المال لقتلة كوريين ويسخر منقبعةواحدأسود.. |
Bak, bizzat şeytanın kendisiyle anlaşma yapmışım gibi görünebileceğinin farkındayım. | Open Subtitles | أنظر. أعلم أنه يبدوا كأنني عقدت صفقة مع الشيطان بنفسه |
Son zamanlarda karanlıklar prensine epey yumuşak davranır oldun. | Open Subtitles | لقد كنت لطيفا جداً مع الشيطان مؤخرا |
Ama Şeytanla masaya oturmanın zamanı var. | Open Subtitles | لكن هناك دائما وقت للعب الورق مع الشيطان |
Şeytanla işbirliği yapmak yerine yozlaşmaya karşı mücadele etmiş olsaydın... | Open Subtitles | لو وقفت ضد الفساد بدلاً من أن تعقد صفقة مع الشيطان |