Yoğun gerçeklikle birleşmiş astronomi ve gizemden oluşan yeni bir uyum. | Open Subtitles | إنها مزيج من التصوف العصري وعلم الفلك مجتمعة مع الواقع الشاق. |
Bunları biliyorsanız, hislerinizin gerçeklikle uyuşmasını başarmanız daha olasıdır. | TED | لكن إذا كنتم تعرفون الأمور، فإن أغلب الظن أن تتطابق أحاسيسكم مع الواقع. |
Fakat gerçeği ile kıyaslandığında bu hayal hiçbir şeydir. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعد شيء بالمقارنة مع الواقع. |
Fakat gerçeği ile kıyaslandığında bu hayat hiçbir şeydir. | Open Subtitles | ولكن هذا لا شيء بالمقارنة مع الواقع. |
Efsane, gerçekle örtüşmediği zaman bunun ne kadar acı verici olabileceğini de anlarım. | Open Subtitles | وأنا أفهم أيضا كيف مؤلم يمكن أن يكون عندما أسطورة لا تتناسب تماما مع الواقع |
Deneysel dünyaya dönmek zorundasın ki gerçekliğin temellerine dokunabilesin. | Open Subtitles | عليك أن تعود للعالم التجريبي بحيث يمكنك ملامسة القواعد مع الواقع |
Fakat, tabii ki, bazılarımız geride kalıp Gerçeklerle uğraşmak zorunda. | Open Subtitles | ولكن بالطبع، هناك البعض منا عليه أن يبقى بالخلف ليتعامل مع الواقع |
Güvenlik hissinin gerçeklikle daha çok örtüşmesini sağladı. | TED | جعلت احساسهم بالأمن يتماشى أكثر مع الواقع. |
Size verebileceğim tek tavsiye benim yaptığımı yapmanız: gerçeklikle arkadaş olun. | TED | أستطيع أن أسدي لكم نصيحة واحدة وهي القيام بما قمت به: كونوا أصدقاء مع الواقع. |
gerçeklikle benim kurduğumdan daha kötü bir ilişki kuramazdınız. | TED | لا يمكن أن يكون لديكم علاقات أسوأ مع الواقع أكثر مني. |
Benzer şekilde, bir aslanı veya bifteği tanımladığım deneyimimde, gerçeklikle etkileşiyorum, fakat bu gerçeklik ne bir aslan ne de bir biftek. | TED | كذلك عندما اصف تجربتي لأسد أو شريحة لحم فأنا اتفاعل مع الواقع ولكن هذا ليس فعلا اسدا او شريحة لحم |
Artırılmış gerçeklikle birlikte bir anıt dikmek için veya bir açıklamada bulunmak için hükûmetten izne gerek olmadığını fark ettik. | TED | أدركنا أنه مع الواقع المعزز لا تحتاج إذن من الحكومة لطرح نصب تذكاري أو للإدلاء ببيان. |
Bu kişi şiddetin gerçeklikle başa çıkmada tek yol olduğu durumlarda görülür. | Open Subtitles | هذا الشخص يتم وضعها في حالة حيث العنف هو الوسيلة الوحيدة للتعامل مع الواقع. |
Efsane, gerçekle örtüşmediği zaman bunun ne kadar acı verici olabileceğini de anlarım. | Open Subtitles | وأنا أفهم أيضا كيف مؤلم يمكن أن يكون عندما أسطورة لا تتناسب تماما مع الواقع |
Bilimsel keşifler tarafından inancımızın tehdit edildiğini düşünmektense inançlarımızı gerçekliğin kanıtlarına uyarlamaya zorlamamız gerektiğinin farkına varmalıyız tam aksini yapmak yerine. | Open Subtitles | من أكتشافات العلم يجب أن نستوعب أننا يجب أن نغير معتقداتنا حتي تتوافق مع الواقع |
"Paranoyanın ve gerçekliğin birbirine ne kadar yakın olduğu şaşırtıcıdır." | Open Subtitles | "من الغريب كيف يستطيع الجنون الإتصال مع الواقع كل حين" |
Gerçeklerle başa çıkamadığı için üzgünüm ama, insanlar ölür. | Open Subtitles | أنت تعرفين ، أنا آسف حقاً أنّ هذا الرجل لا يمكنه التعامل مع الواقع ، ولكنّ الناس يموتون |
Ama geriye dönüp baktığımda, sanırım Gerçeklerle pek yüzleşmemişim. | Open Subtitles | ولكن حسب ظني حين أتذكر الأمر لا أظنني كنت أتعامل مع الواقع |