Sahilde erkek arkadaşımla yürüyorduk, ve geçerken sana uğrayalım dedik. | Open Subtitles | كنت أسير على الشاطئ مع صديقي وفكرنا بأنّ نمر عليك |
Bu evden dışarı çıkıp, dışarıda erkek arkadaşımla takılmak için bekleyemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الانتظار للخروج من هذا البيت الخروج والاستمتاع مع صديقي |
Orada ben ve o zamanki erkek arkadaşım, Erkek arkadaş derken bugünkü anlamında demiyorum-- erkek arkadaşımla pazarda oturur çanak satardık. | TED | وهناك كنت أجلس مع صديقي وقتها ولا أعني بكلمة صديقي ما تعنيه في هذه الأيام.. كنا نجلس أنا وصديقي في السوق ونبيع الجرات |
Ve en iyi arkadaşımla birlikte kalarak öğrendiğim şey David Langley, ve onun ailesiyle aileler çok önemlidir. | Open Subtitles | وكما تعلمت بالبقاء مع صديقي المفضل ديفيد لانقلي وعائلته العوائل مهمة جداً |
Dinledim ve öğrendiklerimi meclisten bir arkadaşımla paylaştım, çevre, bilim, teknoloji, inovasyon gibi konularda oldukça ilgili biriydi. | TED | استمعت له وشاركت ما فهمت مع صديقي في البرلمان، الرجل الذي كان مهتمًا بكل أمور البيئة والعلوم، الابتكار، التكنولوجيا. |
Hayır, arkdaşımlayım, başka kimse yok... | Open Subtitles | ...لا ، أنا مع صديقي ، لا أحد آخر هنا |
Seni cezalandırıyorum çünkü en yakın arkadaşımla birlikte bana yalan söyledin. | Open Subtitles | أنا أعاقبك لأنّك اشتركتَ مع صديقي المفضّل في الكذب عليّ |
erkek arkadaşımla sevişirken seni hayal etmiyorum. | Open Subtitles | أجل، لا أتصوّر وجهك عندما أقيم علاقة مع صديقي |
Bana 150$ ödediler, ...ben de bunu erkek arkadaşımla bir hafta boyunca yatakta kutladım. | Open Subtitles | لقد دفعوا لي 150 دولاراً قضيت أسبوعاً كاملاً مع صديقي |
Sana şunu söyleyeyim anne beni bir daha ekemeyecek çünkü eski erkek arkadaşımla yatıyor. | Open Subtitles | حسنا , تلعمين ماذا , أمي ؟ أبدا لن يستطيع إقافي مجددا لأنه كان نائما مع صديقي السابق |
Sadece, um, okula gidiyordum yeni erkek arkadaşımla ve... sevgilimle. | Open Subtitles | أبحث عن توصيلة الى المدرسة مع صديقي الجديد و ... |
Ben sadece kendi erkek arkadaşımla bir araya gelsem bile mutlu olacağım fakat, Chase hep meşgul. | Open Subtitles | كنت ساكون سعيد لو اجتمعت مع صديقي لكن تشيس دائماً مشغول |
Eski erkek arkadaşımla yatışmış olman umurumda değil. | Open Subtitles | اعتباراً للحقائق , لقد مارستي الجنس مع صديقي السابق بينما كنا على علاقة أنا حقاً غير مهتمة |
Annem ve Rufus'un çıkmasıyla yeterince zorluk yaşadım fakat erkek arkadaşımla bir kardeş paylaşmak mı? | Open Subtitles | كان لدي مايكفي من المشاكل مع فكرة ان امي وروفس يتواعدان ولكن الان ان أتشارك مع صديقي بأخ؟ |
Gerçek erkek arkadaşımla daha mutlu olamazdım. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أكون أكثر سعادة مع صديقي الحميم الحقيقي |
Hayır,Lawrence Welk'ı yeni arkadaşımla birlikte izleyeceğim. | Open Subtitles | لا انا ساشاهد ولرين ويلك مع صديقي الجديد |
Herkes de temelde aynı şeyi söylüyordu. "arkadaşımla birlikte olduğumu söyledim." "Sonra da gittik. | Open Subtitles | و كل واحد يقول بشكل أساسي لقد أخبرتهم أنني كنت مع صديقي و غادرنا لم أشاهد شيئا |
Bir kaç ay sonra, erkek arkadaşım Josh'la eve çıktık. | Open Subtitles | بعد سنوات قليلة، انتقلت للعيش مع صديقي جوش |
İki gün sonra bir arkadaşımla konuştum kurul tarafından Dr. Morgan'ın yerine aday olarak seçilmiştim. | Open Subtitles | بعد يومين من تحدثي مع صديقي تم تجنيدي من قبل مجلس الادارة لأحل محل د. |
Hayır, arkdaşımlayım, başka kimse yok... | Open Subtitles | ...لا ، أنا مع صديقي ، لا أحد آخر هنا |
En iyi arkadaşımla gerçekten çılgınca birşey yapmak için. | Open Subtitles | أردت فقط أن أفعل شيئاً جنوني تماماً مع صديقي المفضل |
Bak, yeni en yakın arkadaşımla takılmalardayız. | Open Subtitles | أنا هنا فقط للتسكع مع صديقي المفضل الجديد |