Joe Riley avukatıyla birlikte geldi, onları sigorta şirketinin temsilcisi ve okulun avukatıyla birlikte toplantı odasına aldım. | Open Subtitles | جو رايلي هنا مع محاميه . وضعتهم في غرفة الإجتماعات . مع مندوب التأمين , و محامي من المدرسة . |
Hakim Caldwell'i 10 dakikalığına gözden kaçırdık, ve bir de baktık ki duruşmayı iptal etmiş ve avukatıyla birlikte. | Open Subtitles | نحن نفقد عيون على القاضي كالدويل لجميع من 10 دقيقة، و والشيء التالي الذي تعلمون، محكمة تم إلغاء انه وانه يتحصنون مع محاميه. |
Ames avukatıyla birlikte bekleme odasında. | Open Subtitles | آميز" في غرفة الإنتظار مع محاميه" |
Avukatı ile bir görüşme ayarladı ölmeden bir gün önce. | Open Subtitles | كان على موعد مع محاميه لتغيير وصيته قبل يوم وفاته |
muhasebecisi veya Avukatı ile toplantı yapıyor, geceleri, daima evde kalıyor, ve eğer olurda dışarı çıkarsa, yeni eşiyle beraber bir iki klübe ya da hep aynı restoranlara gidiyor. | Open Subtitles | ثم يبدأ بالعمل ثم يعقد اجتماعاً مع محاسبه، أو مع محاميه في الليل، يبقى عادة في المنزل |
Duruşmaya hazırlanmak için günler kala adı çıkmış gangster, özel savcı Thomas Dewey'e karşı savunmasını planlamak için ekibi ve avukatıyla buluştu. | Open Subtitles | فقط أيام وتجري محاكمته المجرم يجتمع مع محاميه وطاقمه لتخطيط للدفاعه ضد (المدعي الخاص (توماس ديوي |
Muhasebecisi veya Avukatı ile toplantı yapıyor. | Open Subtitles | ثم يبدأ بالعمل، يعقد اجتماعاً مع محاسبه، أو مع محاميه |
Avukatı ile görüşmesi var. | Open Subtitles | لديه موعد مع محاميه |
Sonra o da, boşanma Avukatı ile stratejiler üreten arkadaşı Carlos'a e-posta gönderdi, | Open Subtitles | بعدها أرسل برسالة لصديقه (كارلوس) الذي كان مشغولاً بوضع الخطط مع محاميه من أجل الطلاق |