"مع والدتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • annesiyle beraber
        
    • annesi ile
        
    • annesiyle birlikte yaşıyormuş
        
    • onun annesiyle
        
    • annesiyle olan
        
    • için annesiyle
        
    Tekrar görüşmeye başladığımıza göre hala annesiyle beraber yaşadığı gerçeği biraz sorun oluyor. Open Subtitles حسنا، الأن بعد أن عدنا لبعضنا واقع أنها لا تزال تعيش مع والدتها يشكل مشكلة نوعاً ما
    Nüfus kayıtları Vivian'ın annesiyle beraber yaşadığını gösteriyor. Open Subtitles السجلات تظهر بأن فيفيان كانت تعيش مع والدتها
    Yani, Tessa Marchetti Şükran Gününde annesi ile birlikteydi. Open Subtitles - اذن تيسا ماركيتي أمضت عيد الشكر مع والدتها
    O annesi ile zaman Manila tatile oldu. Open Subtitles كانت في إجازة في مانيلا مع والدتها.
    Eskiden Debbie'nin oturduğu evde annesiyle birlikte yaşıyormuş. Open Subtitles ‫لقد عاشت في هذا المنزل مع والدتها
    Uzun zaman önce onun annesiyle bir ilişkisi vardı. Open Subtitles كان لديه علاقة مع والدتها... منذ زمن طويل
    Tek konuştuğumuz annesiyle olan ilişkisi kendini yetersiz hissetmesinin verdiği acı ve ailesiyle ilgili korkunç sırlardı. Open Subtitles كل ما كنا نتحدث عنه هو علاقتها مع والدتها ومشاعر عدم كفاءتها المزعجة وجميع أسرار ذلك الجزء من عائلتها
    Satranç öğrenmek için annesiyle buraya gelirdi. Open Subtitles وقالت إنها جاءت مع والدتها لتعلم لعبة الشطرنج.
    Görünüşe göre karısı, Alton'da annesiyle beraber kalıyor. Open Subtitles على ما يبدو, أنّ زوجته تمكُث مع والدتها في ألتون،
    annesiyle beraber Londra'da yaşıyor. Sırt çantası arabamda. - Onu alın. Open Subtitles إنها تعيش مع والدتها في "لندن" حقيبتها معي في السيارة
    Akko, yurtdışında çalışan babasını ziyaret etmek için annesiyle beraber uçtu. Open Subtitles أكو) قد سافرت مع والدتها) لتزور والدها الذي يعمل في خارج البلاد
    Galiba annesi ile birlikte yaşıyor değil mi? Open Subtitles أعتقد بأنها تحب تعيش مع والدتها ، حصيح؟
    Aradıklarında annesi ile beraberdim. Open Subtitles لقد كنت هناك , مع والدتها عندما اتصلوا
    Daha sonra tekrar annesi ile yaşamaya başladı. Open Subtitles في نهاية المطاف، عادت للعيش مع والدتها.
    Kızın annesi ile bu sabah konuştum. Open Subtitles لقد تحدثت مع والدتها هذا الصباح
    Eskiden Debbie'nin oturduğu evde annesiyle birlikte yaşıyormuş. Open Subtitles ‫لقد عاشت في هذا المنزل مع والدتها
    - Ben onun annesiyle peşreve başlamıştım! Open Subtitles لقد وصلت لمرحلة التقبيل مع والدتها
    O somurtuk bakışlar, annesiyle olan sorunları bana yöneltmesi... Open Subtitles ,نظراتها المقطبة المنتقلة إلى ...لمشاكلها مع والدتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more