Tatlım sen bilirsin, ama ben aptal değilim, tamam mı? | Open Subtitles | عزيزتى ، حياتك خاصة بك ولكنى لست مغفلة ، حسنا |
Peki, bu büyük riskleri alan ve gerçekten interneti yaratacak kadar aptal olan devletin ödülü nerede? | TED | حسنا، أين هو الربح بالنسبة للدولة لتحملها كل هذه المخاطر الكبيرة وكونها مغفلة بما يكفي لتمويل الانترنت؟ |
Beni aptal mı sanıyorsun? Başıma gelenleri söyleyip kocamı o iğrenç adamların kucağına mı atsaydım? | Open Subtitles | أتحسبني مغفلة بأن أضع رأس زوجي على حبل المشنقة بسبب عاري؟ |
Kocası için olmadığını biliyordum, o kadar salak değilim. | Open Subtitles | عرفتُ بأنها ليست لزوجها , فأنا لستُ مغفلة |
O halde, yenilmekten çok uzak olduğum için ben bir aptalım. | Open Subtitles | إذًا فأنا مغفلة. لأنني بعيد أشد البعد عن الاستسلام |
O çalgıcı ile kendini bir aptal yerine koyarken ne düşünüyordun? | Open Subtitles | ما الذي كنتِ تعتقدين وأنت تجعلين من نفسك مغفلة |
aptal değilsiniz Bayan Grace. | Open Subtitles | أنت لست مغفلة،آنسة غرايس. أنت لست مغفلة. |
aptal... duygusal... gerizekalı... Bunu yaptığıma inanamıyorum... | Open Subtitles | , انا مغفلة و حمقاء و غبية لا يمكنني أن أصدق أني فعلت هذا |
Ben en büyük ezikleri seçen bir aptal mıyım? | Open Subtitles | هل أنا مغفلة لا تختار إلا كبار الفاشلين ؟ |
aptal... duygusal... gerizekalı... Bunu yaptığıma inanamıyorum... | Open Subtitles | , انا مغفلة و حمقاء و غبية لا يمكنني أن أصدق أني فعلت هذا |
Muhtemelen kendimi aptal konumuna düşürüyorum ama ne yapalım. | Open Subtitles | انا ربما اكون مغفلة تماما ولكن , لما لا ؟ |
Gerçek aşkın yüzü suyu hürmetine sevgililerinin onları aldatmasına ve dövmesine izin veren hüzünlü country şarkılarındaki salak karılar gibi. | Open Subtitles | أغنية ريفية حزينة حول عاهرة مغفلة تترك صديقها يخونها وينهال عليها بالضرب، متنكراً بخطاب الحب الحقيقي |
O çocuk çok garip, tuhaf. Bir bakıyorsun salak, bir bakıyorsun çok sevimli. | Open Subtitles | الأمر يبدو مثل , هل أنت مغفلة , أم أنك تعلمين أنك فاتنة ؟ |
Eğer tekrar servise dönersem ne kadar salak olacağımın farkında mısınız? | Open Subtitles | هل تدكرون كيف سأبدو مغفلة حين أعود لركوب الباص ؟ |
- Önceden fark etmediğim için bunca zamandır gözümüzün önünde olanı dışarılarda aradığım için tam bir aptalım. | Open Subtitles | لقد كنت مغفلة لعدم إدراكي ذلك باكراً أبحث طوال الوقت في التراب عن شيء ربما كان أمامنا طوال الوقت |
Sen kendine güvenen değil, aptalsın. | Open Subtitles | انت لست واثقة من نفسك بل انت مغفلة |
Sende hayatın boyunca ezik olacaksın ve bir gün öyle öleceksin. | Open Subtitles | أجل، و أنتِ ستظلين مغفلة و سيرجع وبال ذلك عليك يوماً |
Fedakâr bir moron olmasını açıklıyor. | Open Subtitles | -أمر منطقيّ كونها مغفلة ناكرة لذاتها |
Sanki aptalmışım gibi, bu küçük oyunu planladınız. | Open Subtitles | كما و أنني مغفلة لقد خططت لهذه الحزورة الصغيرة |
Suçlular sistemle kumar oynuyor onlara ben karşılaşmazsam, Enayi yerine konulurum. | Open Subtitles | والمجرمون كانوا يتلاعبون بالنظام منذ الأزل وإذا لم أبادلهم التلاعب فأنا مغفلة إذاً لم لا أستطيع استخدام الأمر؟ |
Ahmak zekalı uygun. Ona yeni bir kelime lazım. | Open Subtitles | مغفلة , بالفعل هى كذلك انها تستحق كلمة جديدة تماماً |
Önceden bir budala olduğumu hiç düşünmezdin. | Open Subtitles | هل تعتقد أنني مغفلة إلى هذا الحد |
Bir şeyler yapmak zorundayız, Plastik Aptalın teki. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً. صاحبة الأنف الابلاستيكي مغفلة. |
Herkes hoşlanıyor. Enayinin tekiyim ne de olsa. | Open Subtitles | الجميع معجبون بي، إنني مغفلة |
gerizekalı olduğumu ve birinin beni işe almasının tek sebebinin çişim olacağını söyledin. | Open Subtitles | قلت انى مغفلة والسبب الوحيد ليجعل احد يوظفنى هو بسبب البول الخاص بى |