- Bu tarz açık ve dürüst diyalogların gerekliliğinin farkına vardık. | Open Subtitles | نَعترفُ حاجة لهذا النوعِ صادقِ مفتوحِ الحوار. |
Onları boğuyor ve açık bir mezara bırakıyor. | Open Subtitles | يَخْنقُهم، ثمّ يَتْركُهم في قبرِ مفتوحِ. |
Gidiyorlar Bir iyilik yap arka kapıyı açık bırak | Open Subtitles | - أنه يرحل اصنع لي معروفا اتْركُ البابَ الخلفي مفتوحِ. |
Beni kara bir kefene koyup açık bir alana göm. | Open Subtitles | ضِعْني في كفن أسود... وادْفنُني في حقلِ مفتوحِ. |
açık bir kapı açısından alınan video görüntüsü. | Open Subtitles | بالقرب من فيديو فيه باباً مفتوحِ |