Seninle sıcak kakao için bir şarkı takas edebiliriz diye düşündük. | Open Subtitles | أعتقدنا بأننا نستطيع مقايضتك لبعض الشكولاتة الساخنة |
Hey, Donnie, Senden televizyon almak için nasıl bir takas yapabilirim? | Open Subtitles | ــ مرحباً دوني، بمّ يمكنني مقايضتك مقابل تلفاز؟ |
Karşılığında takas yapabiliriz. Yiyecek ve suyumuz var. | Open Subtitles | يمكننا مقايضتك مقابل الوقود معنا طعام وماء |
Üzgünüm. Sana bir şey satamam ya da seninle takas edemem. | Open Subtitles | آسف ، لا أستطيع مقايضتك أو بيعك أيّ شيء |
uzgunum. Sana bir sey satamam ya da seninle takas edemem. | Open Subtitles | آسف ، لا أستطيع مقايضتك أو بيعك أيّ شيء |
Şimdi, sana bir tür takas önereceğim. | Open Subtitles | الآن ربما أستطيع مقايضتك ببعض الأشياء |