İkna olmadım. Bir ay sonra tekrar konuşalım olur mu? | Open Subtitles | أنا لستُ مقتنعاً سنتحدث مجدداً خلال شهر أو حوالي ذلك؟ |
Sahte kardeşinin anlaşmanın kendi üstüne düşen kısmını yerine getireceğine ikna olmadım. | Open Subtitles | أعذراني لست مقتنعاً تماما بأخيك المزيف هذا يخطط للإحتفاظ بغايته من الصفقة |
Başka bir dünyanın mümkün olduğuna-- bir kalpazanın ihtiyaç duyulmadığı bir dünyanın varlığına ikna edilmiş, ve hala buna inanır. | TED | وكان مقتنعاً .. وبقي كذلك ان وجود عالم جديد لا يحتاج لمزورين هو أمرٌ ممكن .. |
Galvani elektriğin kurbağanın kendi dokuları içerisinde üretildiğinden emindi. | Open Subtitles | جالڤاني نفسه كان مقتنعاً بأن هناك كهرباء تتولد بأنسجة الضفدع |
Kendimi kaybettim. Başka bir erkekle olduğuna emindim. | Open Subtitles | فقدت عقلي، كنت مقتنعاً أنها برفقة رجل ما |
Bu şeyin bir yaratık olduğuna tam olarak inanmış değilim. | Open Subtitles | أنا لست مقتنعاً باقتباس كلمة مخلوق في الجملة |
Parayı benden kaçmak için biriktirdiğine inanmıştım. | Open Subtitles | لقد كنت مقتنعاً أنها تحوشها من أجل أن يكون لها المال الكافى للهروب منى |
Her zaman bulduğuna inanmıyorum ama bu gece buldu. | Open Subtitles | لست مقتنعاً إنها تنتصر دائماً لكنها إنتصرت الليلة |
Ve bür süre çok iyi anlaşmamızın nedeninin bu olduğu konusunda ikna olmuştu. | TED | ولفترة من الزمن كان مقتنعاً ان هذا هو السبب الذي جعلنا نتفق في صداقتنا |
Böylece ikna oldu ama gerçekte bir çok kişi olmadı. | TED | وكان مقتنعاً لكن في الواقع معظم الناس غير مقتنعين |
Bu derin sorulara sadece 1'ler ve 0'larla yanıt bulabileceğimize ikna olmuş değilim. | TED | أنا لست مقتنعاً أنه بإمكاننا الإجابة على هذه الأسئلة العميقة بواسطة آحاد وأصفار فقط. |
O zaman David'e söylemediğim şey, kendimin bile bunun çalışacağına ikna olmamış olmamdı. | TED | مالم أقله لديفيد في ذلك الوقت كان أني أنا نفسي لم أكن مقتنعاً أن ذلك سيعمل. |
Ben de henüz ikna olmuş değilim. Ama bunu asla kanıtlayamayız. | Open Subtitles | لست مقتنعاً بذلك ، ولكنك لن تستطيع إثبات ذلك ولو في غضون 1000 عام |
Beraber buraya geldiklerinde ikna olmamıştım. | Open Subtitles | عندما جاءتني للمرة الأوى برفقته، لم أكن مقتنعاً. |
Elaine, bir kaç dakika önce tek ve en eski şeyi aldığımı sandığıma ve bunun fırıncıların dolandırıcılığı olduğa ikna oldum. | Open Subtitles | إلين، حتى وقت قصير جداً، كنت مقتنعاً بأني تعرضت لواحدة من أقدم الخدع بكتب الخبّازين. |
Ve bunların hepsinin sanki ertesi gün oluvereceğine ikna oldum. | Open Subtitles | ولكنه سيكون مثل نجم صغير ،وكنت مقتنعاً أن ذلك كله سيحدث ببساطة فى المستقبل |
Ameliyatın bu şeyle ilgilenmek için doğru bir yol olduğuna tam olarak ikna olmadım. | Open Subtitles | أنا لست مقتنعاً بالكامل أنا الجراحة هي الطريقة الصحيحة للتعامل مع هذا الامر |
Rüşvet aldığımdan emindi herkesi de buna ikna etti. | Open Subtitles | ،كان مقتنعاً بأني كنت هناك لذلك أقنع الجميع بذلك أيضاً |
Banyodaki boruları bile çıkardım çünkü küvette akıntıda gittiğine emindim. | Open Subtitles | حتى إنني قد فككت الأنابيب في حمامي لأنني كنت مقتنعاً أن قد سقط مني في الحوض |
Böyle bir işe giriştiğine göre yeterince inanmış olmalı. Ne olursa olsun, diplomatik bir kaos yarattı. | Open Subtitles | مع ذلك كان مقتنعاً بما يكفى ليفعل ما فعله |
Uyursam bir koza insanla yer değiştireceğime inanmıştım. | Open Subtitles | كنت مقتنعاً أني إذا نمت، أنّ هناك من سيأخذ جسدي. |
Ayrıca, rehine olayına da pek inanmıyorum. | Open Subtitles | كما أني لست مقتنعاً أن معه رهائن |
Yıllar içinde adam odadaki en akıllı herif olduğuna inandı. | Open Subtitles | أصبحت مقتنعاً بأنه أذكى رجل بيننا |
Onların kötü olduklarını düşünüyordu. Onları takip ediyordu. | Open Subtitles | كان مقتنعاً بأنّهم منحرفون، لذا كان يتحرى عتهم |
En güzel, en zarif ispatları yazdığına inanmıştı. | Open Subtitles | كان مقتنعاً أنه كان يكتب أجمل و أكثر البراهين أناقة |
Görünen oydu ki cevâbımı beğenmemişti. | Open Subtitles | على ما يبدو لم يكن مقتنعاً بتلك الإجابة. |