Bunun verdiği acıyı düzenlemem gerek. | Open Subtitles | يجب علي نوعاً ما أن أنظّم مقدار الألم الذي أحس به. |
Annem ve babam ile yüzleşeceksin ve onlara çektirdiğin acıyı göreceksin! | Open Subtitles | ستواجهي والداي وتري مقدار الألم الذي سببته لهما |
Annesini elinden alarak ona çektirdiğim acıyı. | Open Subtitles | و عن مقدار الألم الذي سببته له بقتل والدته |
Mükemmel bir intihar notu yazarak bana ne kadar acı verdiğini bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكتب. رسالة انتحار مناسبة فقط ليعلموا مقدار الألم الذي تسبب به. |
Çünkü o ne kadar acı verse de bilmemek kadar acı verici olamaz. | Open Subtitles | لأنه مهما كان مقدار الألم الناجم عن هذا لن يكون بمقدار الألم الذي أُعانيه الآن عن عدم معرفتي بشئ |
Çekeceği acıyı tarif edemem ama gösterebilirim. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصف مقدار الألم الذي تمر به الآن ولكني أستطيع أن أريكِ |
lütfen. Yaşadığın acıyı anlamam mümkün değil ama bunu yapamazsın. | Open Subtitles | لا أستطيع تخيّل مقدار الألم الذي عانيته |
* Ama asla acıyı bilmeyeceksin * | Open Subtitles | ♪ ولكنك لن تعرف أبداُ مقدار الألم ♪ |
Annen ne kadar acı çekiyordu? | Open Subtitles | ما هو مقدار الألم الذي كانت أمك تعاني منه؟ |
Bu yüzden ne kadar acı çektiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين مقدار الألم الذي أشعر به بسبب هذا |
Senin yüzünden ne kadar acı çektim, biliyor musun? | Open Subtitles | بسببك هل تعلم كم مقدار الألم الذي عانيته؟ |
Son zamanlarda House'un ne kadar acı çektiğini fark ettin mi? | Open Subtitles | هل لاحظتِ مقدار الألم الذي يعانيه مؤخراً؟ |
Bunun ne kadar acı verici olduğunu ancak hayal edebilirim ve senden sadece yanında olduğumuzu bilmeni istiyoruz, tamam mı ne istersen. | Open Subtitles | يمكنني تصور مقدار الألم في هذا، و نريدُكَ ان تعرف أننا هُنا من أجلك، حسناً أي شيءٍ تريده |