| Sence ülkedeki en iyi işlerden birine konmamın sebebinin daha önce haneye tecavüz etmiş olmamamın iğrenç birşey olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تظنينه أمراً مقززاً أن أحصل على واحدة من أفضل وظائف البلاد فقط لأنني طفل أحداث؟ |
| Amin! Hem mucizeydi, hem de iğrenç. | Open Subtitles | ما حدث كان معجزاً وفي الوقت نفسه مقززاً ، رائع |
| Eminim, kadının için çok çekici geliyordur... ama biz Afrikalılar bunu çok iğrenç buluruz. | Open Subtitles | عدا الشعر الأحمر، أنا واثق أنه يجذب نساءكم لكن نحن الأفريقيين نجده مقززاً |
| Bu... İğrençti. Bu konuda nasıl bu kadar kötü olabilirim? | Open Subtitles | وألقينا بها من على السطح كان ذلك مقززاً كيف يمكنني أن أكون سيئاً جداً في هذا ؟ |
| Pekâlâ, ne dersen de iğrençti. | Open Subtitles | حسناً . أى كان ماتسميها - . لقد كانت أمراً مقززاً |
| Tepeden tırnağa iğrenç de olabiliyorsun. Bazen insanların gördüğü sadece bu oluyor. | Open Subtitles | كما أنّك تكون أحياناً مقززاً جدّاً، وأحياناً هذا كلّ ما يراه الناس فيك |
| Bence oral seks yapmak çok iğrenç birşey hem de daha ilk randevunda. | Open Subtitles | .. اجد الأمر مقززاً أن تقوم بالمداعبة فى موعدك الغرامى الأول |
| - Hadi artık, o kadar da iğrenç değil. - Evet, iğrenç. | Open Subtitles | ـ بربّكما ، الأمر ليس مقززاً إلى ذلك الحدّ ـ نعم إنّه كذلك |
| Biliyorum iğrenç geliyor ama şu an muhtemelen sizden gerçekten hoşlandığı için yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | أعلم بأنه يبدو أمراً مقززاً لكن ، السبب في بقائك على قيد الحياة ، هو أنه بالفعل أُعجِب بك |
| Düşününce bunu çok iğrenç buldum. | Open Subtitles | وبعد ذلك أدركت أن ما أفعله شيئاً مقززاً |
| O kadar iğrençti ki, sanki ölü, yaşlı, iğrenç, ölü bir sincap gibiydi. | Open Subtitles | كان ذلك مقززاً بحق, وكأنها وكأنها سنجاب ميت , قديم , متعفن... |
| Bu çok daha iyiydi. Ama gördüğüm her şovdan daha iğrenç. | Open Subtitles | ولكنه ما زال مقززاً أكثر من أي شئ. |
| Oh.Ben sadece-- etin ne kadar iğrenç olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | ...نعم، أنا فقط أدرك كم يمكن أن يكون اللحم مقززاً أيها الناس أريد فقط القول أنه مجيئكم يعني لي الكثير |
| Çünkü bu işin her yanı iğrenç. | Open Subtitles | لأن كل شيء فيما يتعلق هذا يكون مقززاً |
| Tazeyken bile iğrenç geliyor o şey. | Open Subtitles | ذلك يبدو مقززاً حتى لو كان طازجاً |
| Annem kafayı yer ve bunun kadın düşmanı, iğrenç bir şey olduğunu düşünür. | Open Subtitles | ستكون غاضبةً للغاية -وتظن بأنّه كان مقززاً -أجل |
| Bir tanesi konuşurken yüzüme tükürüyordu. İğrençti. | Open Subtitles | كان أحدهم يبصق و هو يتكلم كان مقززاً |
| Bir tanesi konuşurken yüzüme tükürüyordu. İğrençti. | Open Subtitles | كان أحدهم يبصق و هو يتكلم كان مقززاً |
| İğrençti. Neşeli değildi, iğrençti. | Open Subtitles | كان تقزيزاً لم يكن مبهجاً كان مقززاً |
| İğrençti. Sağlık Bakanlığı burayı hemen kapatmalı. | Open Subtitles | كان هذا مقززاً يجب إغلاق هذا المتجر |