Genç ve volkanik olarak aktif, ıssız bir yer. | Open Subtitles | فتية ولا تزال نشطة بركانياً، انها مكان مقفر. |
Şey, burası...ıssız. | Open Subtitles | حسنا، إنه . . مقفر |
Medusa'nın etrafındakiler sadece taş, sert cisimler, taşa dönmüş canlılardan oluşmaktadır, bu açıdan bakıldığında çok kasvetli ve ıssız bir yer olmalıdır. | Open Subtitles | كل ما حول (ميدوسا) عبارة عن صخر، وأشياء متحجّرة، أي كائن حي فيما مضى وتحوّل إلى حجارة، لذا لابد وأنه مكان مقفر وبائس. |
Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerden eski bir ev kiraladılar. | Open Subtitles | لقد إستأجروا منزل قديم في مكان مقفر |
"Kuş uçmaz kervan geçmez" tabirinin tanımı adeta. | Open Subtitles | انه المعني لكلمة مقفر. |
-Burası çok ıssız. | Open Subtitles | -المكان مقفر هنا |
Karanlık ve ıssız bir dünya. | Open Subtitles | "مظلم، عالم مقفر" |