Yani ya sen yaptın ya da pantolonlarını ters giyen tuhaf gece bekçisi yaptı. | Open Subtitles | مما يعني أنه أنت أو عامل النظافة الذي يرتدي سرواله مقلوباً |
Evlat aslında ters doğumla geldin. Seni çıkarmak saatlerimizi almıştı. | Open Subtitles | في الواقع، ولدت مقلوباً يا بنيّ استغرقنا ساعات لإخراجك |
Ben kesin pantolonumu falan ters giymişimdir ve gözümü zor açıyorum. | Open Subtitles | وأنا متأكد أنني البس بنطالِ مقلوباً وبلكاد أرى أمامي |
Madem ki kimse mahçup olmak istemiyor iner inmez seni Okinawa'ya geri postalarız böylece sahildeki dostlarına kavuşursun. | Open Subtitles | حالما ننزل سيطلبون منك معدلاً مقلوباً... . وانت ستكون في اوكيناوا على الشاطىء |
Çek baş aşağı durduğu için okuması çok güçtü. | Open Subtitles | كان من الصعب عليّ أن أقرأه لأن الشيك كان مقلوباً رأساً على عقب |
Aniden kendi kaplumbağa gibi ters dönmüş bulacaksın. | Open Subtitles | ثم تجد نفسك مقلوباً كالسلحفاة. |
Bayrağı ele geçirdiğimizde ters olarak asılacak. | Open Subtitles | الإستيلاء على العلم، حينما نستولي على العلم نرفعه مقلوباً - إشارة إستغاثة |
Doktorlar ciğerlerindeki suyu boşaltmak için, bileklerinden tutup ters çevirip sallamışlar. | Open Subtitles | ...و يحكى أن الأطباء أضطروا لأرجحته مقلوباً من كاحله ليطردوا المياه من رئتيه |
Hakikaten, bu adamın büyü yapmaya uğraşmasını seyretmek ceketini ters giymiş bir adamın oturup yemek yemesini görmek gibi. | Open Subtitles | حقاً، رؤية هذا الرجل يُمارس السحر... تماماً مثل رؤية رجل جالس يتناول الغداء ويرتدي معطف مقلوباً. |
Gömleğini ters giyip gelirdi. | Open Subtitles | كان ياتي وقميصهُ مقلوباً |
Bebek ters duruyor. | Open Subtitles | مازال وضع الطفل مقلوباً |
HALA ters | Open Subtitles | لا يزال مقلوباً" " |
Madem ki kimse mahçup olmak istemiyor iner inmez seni Okinawa'ya geri postalarız böylece sahildeki dostlarına kavuşursun. | Open Subtitles | حالما ننزل سيطلبون منك معدلاً مقلوباً... . وانت ستكون في اوكيناوا على الشاطىء |
Evet, hala baş aşağı yalnız ve formsuzum. | Open Subtitles | أجل , لازلتُ مقلوباً رأساً على عقب و بمفردي تماماً و بليقاة بدنية سيئة للغاية |