Torajan evrenbilimine göre bu anda insanlar kim olduğunu toplumdaki yerlerini hayat döngüsündeki rollerini düşününürler. | TED | إنها لحظة عندما يفكر الناس في حقيقتهم، مكانهم في المجتمع، ودورهم في دورة الحياة وفقا لعلم الكونيات الطوراجي. |
Bu kadar uzaktan onların yerlerini tespit edemiyoruz. Çabalarımız sürüyor. | Open Subtitles | لم نكن قادرين على تحديد مكانهم جهودنا مستمرة |
Şerifin bürosundakiler Nerede olduklarına dair bir fikirleri olmadığını söyledi. | Open Subtitles | مكتب العمدة هنا يؤكد أنه ليس لديه فكرة عن مكانهم |
Çünkü onların yerinde olsam aynısını yapardım | Open Subtitles | ﻷنهم سيفعلون ما كنت سأفعله بالضبط إن كنتُ في مكانهم |
Ve eğer sizi kendinizden çıkıp bu adamların yerine koymanıza ikna edip bir adım, sadece bir adım yürütebilirsem, hayat boyu diğer tüm alanlarda yapabileceğiniz sosyolojik analizleri bir düşünsenize! | TED | وإذا إستطعت أن أحثكم أن تضعوا أنفسكم مكانهم وأن تسيروا خطوة واحدة , مجرد سنتيمترات , عندها تخيلوا نوع التحليل الإجتماعى الذى يمكنكم أن تفعلوه فى كل جوانب حياتكم ؟ |
- Diğer baronların hepsi öldü ve birilerinin onların yerini alması gerek. | Open Subtitles | حسنًا، النُبلاء الآخرين في عداد الموتى وعلى أحد ما أن يأخذ مكانهم |
Halk politik bir istikrar ya da dünya sahnesindeki yerlerini sağlama alacak bir lider olup olmayacağını merak ediyor. | Open Subtitles | عامة الشعب يتساءلون هل سيجدوا إستقراراً سياسياً ذات يوم أو يجدون القيادة لضمان مكانهم على الساحة العالمية |
Halk politik bir istikrar ya da dünya sahnesindeki yerlerini sağlama alacak bir lider olup olmayacağını merak ediyor. | Open Subtitles | عامة الشعب يتساءلون هل سيجدوا إستقراراً سياسياً ذات يوم أو يجدون القيادة لضمان مكانهم على الساحة العالمية |
Onlardan biri olmadığımız sürece yerlerini bulmamızın imkânı yok. | Open Subtitles | لا يوجد طريقه لنجد مكانهم بدون أن نكون في مجموعتهم ومنظومتهم |
Harika Nerede olduklarını gösteriyor,o da harita doğru diyor öyleyse devam ediyoruz. | Open Subtitles | الخريطة تدلّنا على مكانهم و هو يقول أنّها صحيحة لذا واصلو السير |
Gemileri ana filodan almışlar ve Nerede olduklarına dair hiçbir fikrimiz yok. | Open Subtitles | فهم يسحبون سفنهم من أسطولهم الرئيسي ونحن ليس لدينا فكرة عن مكانهم. |
İki dakika önce bir milyar insan kayboldu. Nerede olduklarını bilmiyorum. | Open Subtitles | قبل دقيقتين مليون شخص اختفى، ليس لدينا اي فكرة عن مكانهم |
Kitapta, siz şirket içinde yükselip arkadaşlarınız yerinde sayarken onların kaygılarıyla nasıl baş edeceğiniz anlatılıyordu. | Open Subtitles | إنها مسألة كيف تتصرف مع قلق أصدقائك أنت تصعد سلم الشركة والآخرون يبقون مكانهم |
Ve onların yerinde öyle görünüyor herkes iyi hissediyor | Open Subtitles | في مكانهم يبدو هناك احساس جميل جيد حولهم |
Bu insanları bırakın. Onların yerine ben geçeyim. | Open Subtitles | بأن تترك هؤلاء الناس يذهبون وأنا سآتي مكانهم |
Kendimi onların yerine koyarak, direnişçilerin ne hissettiğini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | كي أدرك كيف يفكر المخالفين اضع نفسي مكانهم |
Bu sahnede devasa boyutta bir Cyrus silindiri görüyorsunuz, İran kültürel mirasında yerini almak üzere toplanmış, İran tarihinden büyük şahsiyetlerle birlikte. | TED | هنا ترون أسطوانة كورش الضخمة هذه على الخشبة مع شخصيات عظيمة من التاريخ الإيراني مجتمعين لأخذ مكانهم في تراث إيران. |
Hala yerini bulamadıklarını söylemişti. | Open Subtitles | قالَ هم ما زالَ ما كَانَ قادر على تَحديد مكانهم. |
Almanlar oraları suyla doldurmuş. Eğer oraları temizlemezsek bizim çocuklar hiç bir yere gidemez. | Open Subtitles | الألمان في الحقول وإن لم نؤمّن الطرقات فجنودنا لن يتركوا مكانهم |
Eğer bu yeri daha fazla istemedilerse... belki Şayenler oraya gidip orada yaşayabilir. | Open Subtitles | ولو لم يعودوا بحاجة الى مكانهم ذاك ربما يستطيع الشايان ان يعيشوا فيه |
Ben olsaydım, ağa fiziksel erişimim olan bir yerde olurdum. | Open Subtitles | إذا كُنت مكانهم ، كُنت لأستقر حيثُ تتواجد الشبكة الفعلية |
En az üç daha var, neredeler bilmiyorum. Üstün bir mevki bulacağım. | Open Subtitles | هناك ثلاثة آخرون لا أعرف مكانهم سوف أجد زاوية رؤيا أفضل |
Bakın, geçen Glee Kulübü otobüs kazasında öldüğünde yerlerine siz geçmiştiniz. | Open Subtitles | أعضاء النادي الموسيقي السابق ماتو بحادث الباص و قمتم بتغطيه مكانهم |
yerleri Konsül tarafından bilinmeyen pek çok vatandaş olmasını umuyorum. | Open Subtitles | . أعتقد أن هناك مواطنين كثيرون مكانهم مجهول بالنسبة للقنصل |
Arkadaşın koklayarak bulabilir. | Open Subtitles | سأدع صديقتكِ تعلم مكانهم بشم ائحتهما. |
Hücrelerinde hazırladıkları mankenleri kendi Yerlerinde bırakıp adadan kaçmayı becerdiler. | Open Subtitles | وتركوا مكانهم دُمى في زنازينهم.. وتمكنو من مغادرة الجزيرة.. |