"مكانهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • yerlerini
        
    • Nerede
        
    • yerinde
        
    • yerine
        
    • yerini
        
    • yere
        
    • yeri
        
    • yerde
        
    • orada
        
    • neredeler
        
    • yerlerine
        
    • yerleri
        
    • bulabilir
        
    • Yerlerinde
        
    Torajan evrenbilimine göre bu anda insanlar kim olduğunu toplumdaki yerlerini hayat döngüsündeki rollerini düşününürler. TED إنها لحظة عندما يفكر الناس في حقيقتهم، مكانهم في المجتمع، ودورهم في دورة الحياة وفقا لعلم الكونيات الطوراجي.
    Bu kadar uzaktan onların yerlerini tespit edemiyoruz. Çabalarımız sürüyor. Open Subtitles لم نكن قادرين على تحديد مكانهم جهودنا مستمرة
    Şerifin bürosundakiler Nerede olduklarına dair bir fikirleri olmadığını söyledi. Open Subtitles مكتب العمدة هنا يؤكد أنه ليس لديه فكرة عن مكانهم
    Çünkü onların yerinde olsam aynısını yapardım Open Subtitles ﻷنهم سيفعلون ما كنت سأفعله بالضبط إن كنتُ في مكانهم
    Ve eğer sizi kendinizden çıkıp bu adamların yerine koymanıza ikna edip bir adım, sadece bir adım yürütebilirsem, hayat boyu diğer tüm alanlarda yapabileceğiniz sosyolojik analizleri bir düşünsenize! TED وإذا إستطعت أن أحثكم أن تضعوا أنفسكم مكانهم وأن تسيروا خطوة واحدة , مجرد سنتيمترات , عندها تخيلوا نوع التحليل الإجتماعى الذى يمكنكم أن تفعلوه فى كل جوانب حياتكم ؟
    - Diğer baronların hepsi öldü ve birilerinin onların yerini alması gerek. Open Subtitles حسنًا، النُبلاء الآخرين في عداد الموتى وعلى أحد ما أن يأخذ مكانهم
    Halk politik bir istikrar ya da dünya sahnesindeki yerlerini sağlama alacak bir lider olup olmayacağını merak ediyor. Open Subtitles عامة الشعب يتساءلون هل سيجدوا إستقراراً سياسياً ذات يوم أو يجدون القيادة لضمان مكانهم على الساحة العالمية
    Halk politik bir istikrar ya da dünya sahnesindeki yerlerini sağlama alacak bir lider olup olmayacağını merak ediyor. Open Subtitles عامة الشعب يتساءلون هل سيجدوا إستقراراً سياسياً ذات يوم أو يجدون القيادة لضمان مكانهم على الساحة العالمية
    Onlardan biri olmadığımız sürece yerlerini bulmamızın imkânı yok. Open Subtitles لا يوجد طريقه لنجد مكانهم بدون أن نكون في مجموعتهم ومنظومتهم
    Harika Nerede olduklarını gösteriyor,o da harita doğru diyor öyleyse devam ediyoruz. Open Subtitles الخريطة تدلّنا على مكانهم و هو يقول أنّها صحيحة لذا واصلو السير
    Gemileri ana filodan almışlar ve Nerede olduklarına dair hiçbir fikrimiz yok. Open Subtitles فهم يسحبون سفنهم من أسطولهم الرئيسي ونحن ليس لدينا فكرة عن مكانهم.
    İki dakika önce bir milyar insan kayboldu. Nerede olduklarını bilmiyorum. Open Subtitles قبل دقيقتين مليون شخص اختفى، ليس لدينا اي فكرة عن مكانهم
    Kitapta, siz şirket içinde yükselip arkadaşlarınız yerinde sayarken onların kaygılarıyla nasıl baş edeceğiniz anlatılıyordu. Open Subtitles إنها مسألة كيف تتصرف مع قلق أصدقائك أنت تصعد سلم الشركة والآخرون يبقون مكانهم
    Ve onların yerinde öyle görünüyor herkes iyi hissediyor Open Subtitles في مكانهم يبدو هناك احساس جميل جيد حولهم
    Bu insanları bırakın. Onların yerine ben geçeyim. Open Subtitles بأن تترك هؤلاء الناس يذهبون وأنا سآتي مكانهم
    Kendimi onların yerine koyarak, direnişçilerin ne hissettiğini anlayabiliyorum. Open Subtitles كي أدرك كيف يفكر المخالفين اضع نفسي مكانهم
    Bu sahnede devasa boyutta bir Cyrus silindiri görüyorsunuz, İran kültürel mirasında yerini almak üzere toplanmış, İran tarihinden büyük şahsiyetlerle birlikte. TED هنا ترون أسطوانة كورش الضخمة هذه على الخشبة مع شخصيات عظيمة من التاريخ الإيراني مجتمعين لأخذ مكانهم في تراث إيران.
    Hala yerini bulamadıklarını söylemişti. Open Subtitles قالَ هم ما زالَ ما كَانَ قادر على تَحديد مكانهم.
    Almanlar oraları suyla doldurmuş. Eğer oraları temizlemezsek bizim çocuklar hiç bir yere gidemez. Open Subtitles الألمان في الحقول وإن لم نؤمّن الطرقات فجنودنا لن يتركوا مكانهم
    Eğer bu yeri daha fazla istemedilerse... belki Şayenler oraya gidip orada yaşayabilir. Open Subtitles ولو لم يعودوا بحاجة الى مكانهم ذاك ربما يستطيع الشايان ان يعيشوا فيه
    Ben olsaydım, ağa fiziksel erişimim olan bir yerde olurdum. Open Subtitles إذا كُنت مكانهم ، كُنت لأستقر حيثُ تتواجد الشبكة الفعلية
    En az üç daha var, neredeler bilmiyorum. Üstün bir mevki bulacağım. Open Subtitles هناك ثلاثة آخرون لا أعرف مكانهم سوف أجد زاوية رؤيا أفضل
    Bakın, geçen Glee Kulübü otobüs kazasında öldüğünde yerlerine siz geçmiştiniz. Open Subtitles أعضاء النادي الموسيقي السابق ماتو بحادث الباص و قمتم بتغطيه مكانهم
    yerleri Konsül tarafından bilinmeyen pek çok vatandaş olmasını umuyorum. Open Subtitles . أعتقد أن هناك مواطنين كثيرون مكانهم مجهول بالنسبة للقنصل
    Arkadaşın koklayarak bulabilir. Open Subtitles سأدع صديقتكِ تعلم مكانهم بشم ائحتهما.
    Hücrelerinde hazırladıkları mankenleri kendi Yerlerinde bırakıp adadan kaçmayı becerdiler. Open Subtitles وتركوا مكانهم دُمى في زنازينهم.. وتمكنو من مغادرة الجزيرة..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more