"مكان آخر" - Translation from Arabic to Turkish

    • başka yerde
        
    • başka bir yere
        
    • başka yere
        
    • başka bir yerde
        
    • bir yer
        
    • başka yer
        
    • başka yerim
        
    • başka yerlerde
        
    • başka yerlere
        
    • Başka nereye
        
    • bir yerim
        
    • başka yeri
        
    • diğer
        
    • hiçbir yerde
        
    • gidecek başka
        
    Sadece sana bağlanıp sonra da kalbinin başka yerde olduğunu fark etmek istemiyorum Open Subtitles لا أريد أن أتعمق في هذا وأكتشف فجأة أن قلبكِ في مكان آخر
    Bunun için, başka bir yere gideceğiz. Herhangi bir yere. Open Subtitles لذلك يجب ان نذهب إلى مكان آخر أي مكان آخر.
    Bu ses tonuyla devam edersen paramı başka yere yatırırım. Open Subtitles واصل الحديث بهذه النبرة و سآخذ تجارتي إلى مكان آخر
    Görünen o ki baba başka bir yerde yemeğe davetli. TED ويبدو الأب قد تلقى دعوة لتناول العشاء في مكان آخر.
    Uzun zamandır birlikte çalışıyoruz, ama başka bir yer bulsam iyi olacak. Open Subtitles لقد عرفت لك وقتا طويلا، ولكن أعتقد أنني سأحاول في مكان آخر.
    Çoğu ölüm döşeğindeydi. Götürecekleri başka yer yoktu. Open Subtitles ومعظمهن يحتضرن، حتى لو كانت أمراض معدية فلا يوجد مكان آخر لوضعهن فيه
    Oyunu görmeye gelmeseydim, gidecek başka yerim yoktu. Open Subtitles حسنا، إذا لم أحضر لرؤية المسرحية، لم يكن لدى أي مكان آخر أذهب إليه.
    Onunla başka yerde buluşuruz. Sadece onu nerede bulucağımızı söyleyin.. Open Subtitles يمكننا أن نقابله في مكان آخر فقط أخبرينا أين نجده
    Morluk, başka yerde öldüğünü ve ondan sonra atıldığını gösteriyor. Open Subtitles الزرقة تشير إلى أنّه مات في مكان آخر وبعدها رمي
    Bir başka yerde her zaman yaptığını, boş boş durmak! Open Subtitles الشئ نفسه الذي تفعله بكل مكان آخر , لا شئ
    - başka bir yere tıkın onu! - Hemen alarma geçme! Open Subtitles ـ ضعه في مكان آخر ـ لا تضغط على تصريف الحمام
    -Haydi, başka bir yere gidelim. - yemeği en azından yiyelim. Open Subtitles دعنا نذهب إلى مكان آخر دعنا نذهب إلى العشاء على الأقل
    Bak ne diyeceğim ben arabayı alıp, başka bir yere götürmek istiyorum. Open Subtitles هل تعرف ماذا سأفعل ؟ سآخذ سيارتي و أصلحها في مكان آخر
    Neden geldiğini bulursak, onu başka yere yollamanın da yolunu buluruz. Open Subtitles حالما نعرف لماذا يأتي، سوف نعرف كيفية إرساله إلى مكان آخر.
    Yaratıcılık genelde, bir fikri orijinal bağlamından aldığınızda gelir ve onu başka yere taşırsınız. TED ‫غالبًا ما يأتي الإبداع عندما تأخذ‬ ‫فكرة من سياقها الأصلي‬ ‫وتنقلها إلى مكان آخر.‬
    Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi. TED لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر.
    Burada olmakla gittiğin başka bir yerde olmak arasınında ne fark var ki bir insan her iki yerde de aynı rahatlıkta yaşayamasın? Open Subtitles ما هو الأختلاف هنا عن هناك أو عن أى مكان آخر أن شخصاً واحد لا يستطيع العيش فى كلا الموضعين بهذة السهولة ؟
    Tamam mı? Başka bir yer düşün. Burası bakacakları ilk yer. Open Subtitles فكر فى مكان آخر يا تشارلى هذا أول مكان سيبحثون فيه.
    Bir motele girdim - aklıma başka yer gelmedi. Open Subtitles لذلك أنا بحثت في موتيل 6 شارع النهر لم أجد أي مكان آخر أذهب إليه
    Üzgünüm, Bob, gidecek başka yerim yok. Open Subtitles أنا آسف يا بوب لكن ليس لدى مكان آخر أذهب إليه
    başka yerlerde, sadece numaradan ibaretiz. - Burada bedava sikiş bulabiliriz. Open Subtitles فى أى مكان آخر ليس لنا أهميه، أما هُنا نحن الأفضل
    Burada doğmuş olanlar bile başka yerlere kaçarken! Open Subtitles حتى أولئك الذين ولدوا هنا يبحثون عن مكان آخر للعيش فيه
    İkindi vakti 4'te Başka nereye gidecekler ki? Open Subtitles أين سيذهبون في مكان آخر في الرابعة بعد الظهر؟
    Buraya geldim kusura bakma ama kalacak başka bir yerim yoktu. Open Subtitles أنا آسف لفعل هذا لكن ليس لدي مكان آخر لأذهب إليه
    Ama gidecek başka yeri yok ve o benim kardeşim. Open Subtitles ولكن لديها أي مكان آخر تذهب إليه، وهي أختي.
    Çünkü o akşam kendisinin diğer dört çocuğumuzla başka bir yere gitmesi gerekiyordu. TED لأنها كانت في مكان آخر مع الأطفال الثلاثة الأخرين ذلك المساء.
    İnternet başka hiçbir yerde bulunmayan araç, basamak ve hız sağlıyor. TED فهو يوفر الأدوات والانتشار والسرعة التي لا توجد في مكان آخر.
    Ama neticede Hooverville gidecek başka bir yeri olmayan insanlar için var. Open Subtitles ولكن في النهاية لهذا هوفرفيل موجودة للناس الذين ليس لديهم مكان آخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more