Güzelliğin herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda gelişebilme yeteneği var. | TED | الجمال يملك قدرة النمو بأي مكان و بكل مكان و بأي وقت |
Başarılı şekilde yeniden başlayanlar her yerde ve alanda mevcut. | TED | الآن، يتواجد المستأنفون الناجحون بكل مكان و بكل مجال، |
Polisler her yerde ve bizim basın kartımız yoktu. | Open Subtitles | الشرطة في كل مكان , و ليس لدينا بطاقات صحفيين |
Nasıl olduğu umurumda değil. Bir yer ve birini bulacaksın. | Open Subtitles | لا يهمني كيف، لكن أعثر على مكان و شخص ما |
Heryerde olabilir, New York'a dönmüş olsa bile, orası da karışık bir yer ve bu iş maliyetli. | Open Subtitles | قد تكون في أي مكان و اذا عادت الى نيويورك فسيزداد الأمر تعقيدا و أكثر غلاء لست مرخصة هناك |
O her yerde ve hiç bir yerde. | Open Subtitles | انها في كل مكان و ليست في اي مكان |
Bu şey her yerde ve kendine ait zekası da var. | Open Subtitles | هذا الشيء في كل مكان و له عقلٌ خاص به |
En güzel yerde ve çok eğlenceli. | Open Subtitles | أفضل مكان و الأكثر متعة |
Virüs her yerde ve durdurmayı kimse bilmiyor! | Open Subtitles | والفايروس انتشر في كل مكان و لا أحد يعرف كيفية ايقافه ! |
İstediği yerde ve zamanda dövüşürüm. | Open Subtitles | فى اى مكان و اى وقت- |
Bazı şeyleri ayarlamam lazım. Bir araba, yer ve sürücü gibi. | Open Subtitles | ... أعني ، عليّ أن أدبر بعض الأشياء سيارة ، مكان و سائق |