| Ofisiniz sizi buraya kadar gönderdiği için çok minnettarım. | Open Subtitles | يبهجني جدًا أن مكتبكم أبدى اهتمامًا كافيًا لإرسالك كلّ هذه الطريق. |
| Ofisiniz teyit etmiş, elemanlarınızın birbirleriyle iletişim kuramaması benim müşterimi ilgilendirmez! | Open Subtitles | كان قد تم تأكيده من مكتبكم وليست غلطة موكلي بأن رفاقكم لم يتواصلوا مع بعض |
| Salt Lake City saha Ofisiniz neredeyse bir ordu yollamış. | Open Subtitles | مكتبكم في مدينة (سالت ليك) أرسل لنا جيشاً |
| Ben sizin ofisinize süzülen hayatlarınıza birazcık sihir katan ve size zam yapabilen bir sihirli bir periyim biz de minnettarız. | Open Subtitles | أنا الجنية الساحره التي هامت إلى داخل مكتبكم لتدخل القليل من السحر إلى حياتكم لتمنحكم زيادات جميعكم |
| Merhaba, beyler. Yeni ofisinize hoş geldiniz. | Open Subtitles | مرحباً يا فتيان، مرحباً بكم في مكتبكم الخاص |
| Kafa karışıklığını gidermek için ofisinize hemen bir iptal formu gönderebilirim. | Open Subtitles | , بإمكانى إرسال وثيقة الإلغاء إلى مكتبكم . لإنهاء أى إرتباك قد يتعلق بذلك |
| Ofisinizin sır tutacağını umuyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون مكتبكم كتوما حول هذا الامر |
| Bu, işinizden zevk almaktan, ofisinizde tilt makinesi olmasından öte bir şey. | TED | لأن الأمر يتخطى مجرد الاستمتاع بعملكم، أو توفر مكتبكم على لعبة الـفلِبر. |
| Burası sizin Ofisiniz değil. | Open Subtitles | هذا ليس مكتبكم |
| Ofisiniz. | Open Subtitles | مكتبكم. |
| Kumarhanedeki ATM görüntüleri ofisinize yollandı. | Open Subtitles | اشرطة كاميرات الصرافه في مكتبكم |
| ofisinize mail atarım. | Open Subtitles | حسنا، مكتبكم لديه بريدي الإلتكروني. |
| ofisinize mail atarım. | Open Subtitles | حسنا، مكتبكم لديه بريدي الإلتكروني. |
| Ellis Hindon. Ofisinizin buraya yakın olması güzel. | Open Subtitles | (إليس هيندن) يسرّني أنّ مكتبكم قريب |
| Seyahat ederken veya ofisinizde yüksek seviyede fon gürültüsü varsa gürültüyü kesen kulaklıklardan kullanabilirsiniz. | TED | عند السفر بإمكانكم ارتداء سماعات عازلة للضوضاء أو إذا كان مكتبكم يحوي مستويات عالية من الضوضاء. |