| Ofisi şehir merkezindeyse aracının 133. | Open Subtitles | وإذا كان مكتبه في منطقة في منتصف المدينة ، ألديك فكرة؟ |
| Birincisi, Ofisi şehrin diğer yakasında. | Open Subtitles | حسناً، أولاً: مكتبه في الجهه الأخرى من المدينه |
| Ama bence doktoru şu an ofisinde olamaz, çok geç oldu. | Open Subtitles | لا اعتقد ان طبيبه سيكون في مكتبه في الوقت الحالي. إنه متأخر |
| Müvekkilimin sözü geçen saatte o cip'te veya ofisinde olduğuna dair hiçbir kanıtın yok. | Open Subtitles | ليس لديك أي دليل أن موكلي كان في سيارة الدفع الرباعي تلك أو في مكتبه في تلك الأوقات |
| Bugünkü telefon konuğumuz Pasadena-California'daki ofisinden bağlanacak olan Doktor Sheldon Cooper. | Open Subtitles | و معنا عبر الهاتف من مكتبه في جامعة باسيدينا كاليفورنيا الدكتور شيلدون كووبر |
| Beşinci kattaki ofisinden doğru, Marcus mu? | Open Subtitles | ماركوس من مكتبه في الطابق الخامس؟ |
| Bir ara ofisine gidip bu ilişkiyi bitirmeye karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررتُ أن أذهب إلى مكتبه في وقت لاحق سوف أضع حدّاً لهذا |
| - Üst kattaki ofisini kontrol edeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بالتحقق من مكتبه في الطابق الأعلى |
| O, büyük ihtimalle üçüncü kattaki ofisindedir. | Open Subtitles | ربما في مكتبه في الطابق الثالث. |
| Ofisi sarayın içinde. Resmi kanaldan kendisine ulaştım. | Open Subtitles | مكتبه في القصر لقد وصلت له من خلال قناة رسمية |
| Ellerindeki arama emrinde Cambridge'deki apartman dairesi ve Harvard'daki Ofisi vardı. | Open Subtitles | نفّذوا أوامر تفتيش في منزل هارون، و شقّته في كامبريدج، و مكتبه في جامعة هارفَرد |
| Oh, Tamam, Ofisi koridorun sonunda. | Open Subtitles | نعم مكتبه في نهاية الممر انه الأخير |
| İşte Yargıç Zeke o. Dükkânın sahibi. Arka tarafta Ofisi vardır. | Open Subtitles | ذلك متجره وهو يمتلكه مكتبه في الخلف |
| Yani Bay Forbes ofisinde, teknesinde ve kucağında giydiğimiz üstlüğü denetlerdi, hatta bazen tepsi dolusu içki taşırken üstlüğümüzü çözerdi. | Open Subtitles | اقصد السيد فوربس كان يقوم بإمور مثل تفتيش على الصديريات في مكتبه في قاربه في غرفته |
| Kadının parmak izlerini ofisinde her yerinde bulduk. | Open Subtitles | وجدنا بصمات أصابعها في مكتبه في العمل |
| hükümet ofisinden misiniz? | Open Subtitles | هل أنت من مكتبه في الحكومة؟ |
| Eşiniz her şeyi doldurup Indiana ofisinden faksladı. | Open Subtitles | زوجك ملأ كل الإستمارات وأرسلها لي بالفاكس من مكتبه في (إنديانا) |
| Saat 10'da ofisine döner. | Open Subtitles | و من ثم يعود إلى مكتبه في تمام السّاعة الـ 10: 00 صباحاً |
| Evin tam göbegine ofisini kurdu. | Open Subtitles | أقام مكتبه في وسط المنزل تماما |
| Sabahları daima ofisindedir. | Open Subtitles | انه دائما في مكتبه في الصباح. |