En azından ne yazdığını bilmiyor musun ? | Open Subtitles | هل تعرفِ, ماذا كان مكتوب فيها, على الأقل؟ |
Eminim ne yazdığını biliyorsun, Komiser. | Open Subtitles | لابد أنني أعرف ما هو مكتوب فيها |
Öyleyse ne yazdığını söyle. | Open Subtitles | إذاً , أخبريني بالذي مكتوب فيها |
Niye "Ucuz Motel" yazan bir tabela asmazlar? | Open Subtitles | :لماذا لا يضع أحدهم لوحة مكتوب فيها فندق رخيص"؟" |
- Daha iyi bir açıklama gerekecek. - Neden üstünde "ben bir harikayım" yazan bir notun var. | Open Subtitles | "ـ لماذا أرسلها لكِ هنا مكتوب فيها "أنا رائعة ـ لأنني كذلك |
Senin harika olduğunu söylemişler. | Open Subtitles | مكتوب فيها انك ممتازاً |
Senin harika olduğunu söylemişler. | Open Subtitles | مكتوب فيها انك ممتازاً |
İçinde Penn İstasyonu'ndaki bir kasanın anahtarı ve "Bulduğun her şeyi yok et." yazan bir not vardı. | Open Subtitles | كان موجود بداخله مفتاح لخزنة في محطة "بين" و ملاحظة مكتوب فيها "دمر أي شيء تجده" |
Onu kasığından çenesine kadar yararım, hayvanlar yesin diye bağırsaklarını açıkta bırakmadan önce de sol elini eşine, gözlerini annesine, diline de çocuklarına yollar ve yanına, babalarının altına işeyerek öldüğünü yazan bir not koyarım. | Open Subtitles | كنت لأشق جسده من حوضه حتى ذقنه ثم أدع أحشاءه مفتوحة للحيوانات بعد أن أرسل يده اليسرى لزوجته وعيناه لأمه ولسانه لأطفاله مع رسالة مكتوب فيها "مات أبوكم وهو يتبوّل على نفسه" |
Belki de o zaman bilgisayara yüklememeliydin. Bu ortada, üzerinde "Artie için değil." yazan bir pasta bırakmam gibi bir şey. | Open Subtitles | إذن ما كان ينبغي أن تضعه على الحاسوب إنه كترك كعكة عليها ملاحظة مكتوب فيها " ليست لـ(آرتي)" |