"مكثفة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yoğun
        
    • hızlandırılmış
        
    • yoğunlaştırılmış
        
    • gergindi
        
    Solunuzdaki temiz mercan kayalığı ve sağınızdakiyse çok yoğun bir balık yetiştirme çalışmasının yapıldığı neredeyse ölü mercan kayalığı. TED على اليسار، شعاب مرجانية نظيفة، وعلى اليمين شعاب مرجانية تقريباً ميته لديها زراعة سمكية مكثفة تعمل في المياه هناك.
    Ailemi aradım ve son 24 saatte yoğun bir aile terapi seansı geçirdik. Open Subtitles اتصلت بوالداي , وقضينا ال24 ساعة الأخيرة في جلسة مكثفة للمعالجة المشاكل الأسرية
    Bu yoğun ilgisiyle ilişkimizin bir parçası falan olduğunu sanıyor. Open Subtitles هو يتدخل بصورة مكثفة في علاقتنا كجزء منها بطريقة ما
    Şimdi bunun üzerinde düşünmek için, size öncelikle beynin nasıl çalıştığı konusunda bir hızlandırılmış kurs vermem gerek. TED الآن للنظر في هذا، سأحتاج أولاً إعطائكم نبذة مكثفة في كيفية عمل الدماغ.
    Böylece kendime, çözüm olarak yoğunlaştırılmış dünya çapında okuma kursu getirdim. TED لذلك، قرّرت أن أفرض على نفسي دورة مكثفة للقراءة العالمية.
    İlk raunt için zilin çalmasından önce atmosfer olabildiğine gergindi. Open Subtitles 'رن الجو قبل جرس الجولة الأولى لهذا كان 'كصديق مكثفة مثل أي وأذكر من أي وقت مضى'.
    Bu ise annelerin bebeklerini ziyaret etmeye geldiği bir neonatal yoğun bakım ünitesi. TED إذاً هنا وحدة عناية مكثفة للمواليد حيث تأتي الأمهات لزيارة أطفالهن.
    Dün gece Nürnberg'e yoğun bir hava saldırısı düzenledik. Open Subtitles قمنا بغارات مكثفة علي نورمبرج الليلة الماضية
    Tugayının makineli silahlara sahip birimleri ile yoğun hava desteği altında, doğu yönünde ilerliyor. Open Subtitles من ستالن السوفيتي للواء السادس في الـ اتجاه الشرقي .. تحت تغطية جوية مكثفة
    Hayatımızdaki herşey yoğun yaşanır, cinsellik yüklü anlaşma. Open Subtitles كل شيء في حياتنا هو مكثفة, اتهم جنسيا التفاوض.
    Düğünüm için yoğun bir dans programına girmiştim. Open Subtitles لقد أخذت تدريبات رقص مكثفة من أجل حفل زفافى
    Sınıfta takılma, kahve içme, ufacık, boğucu odasında ödevlerimi düzenlemekle geçen yoğun saatler. Open Subtitles دروس ، قهوة جلسات مكثفة حول تعديل اوراقي في مكتبه الصغير والخانق
    Sicilyalı bir kadınla kısa ama yoğun bir ilişki yaşadım. Open Subtitles كان لي علاقة وجيزة بعد مكثفة مع امرأة صقلية.
    Hayır, yoğun bir araştırma ile seçilerek onu evlat edinecek olan adam babası olacak. Open Subtitles لا الاب سيكون هو المتبني و الذي قام بمقابلات مكثفة
    yoğun bir biçimde yazılı-sözlü, makale ve el yazması okuma üzerine Arapça dersleri aldık. Open Subtitles أخذنا دورات مكثفة في اللغة العربية قراءة المقالات والمخطوطات
    Sabahın üçü için bu çok yoğun bir konuşmaydı. Open Subtitles هذه كانت محادثة مكثفة من أجل الساعة الثالثة في الصباح أعتذر ، مشروب طاقة ؟
    Çok yoğun demetlerle başa çıkmalıydık, daha önce görülmemiş olanlarla çokça etkileşimle ve bu slayt... Open Subtitles كان علينا التعامل مع شعاعات مكثفة جدا لم يسبق رؤية مثيل لها من قبل في المجال مع العديد والعديد، من التفاعلات
    Aslında yoğun bir kendimi yeniden programlama sonrasında dünyamda belirdikleri an, duysam da, görsem de, okusam da beynimin duyduğu bu. Open Subtitles في الواقع بعد إعادة برمجة ذاتية مكثفة هذا كل ما يسمعه عقلي و يراه، و يقرأه عندما يظهرون في عالمي
    Çince bilmiyorum, öyleyse sana hızlandırılmış ders vereceğim. Open Subtitles وأنا لا أجيد الصينية إذا , سنعطيك دروسا مكثفة
    Sorun değil. hızlandırılmış motosiklet kursu. Open Subtitles لا مشكلة، دورة مكثفة في قيادة الدرجات النارية
    Sıkıştırılmış ve yoğunlaştırılmış mikrodalga ışını. Open Subtitles مكونة من حزمة أشعة مكثفة ومركزة للموجات الصغرية.
    Kanka ortam çok gergindi. Open Subtitles المتأنق ، كان ذلك مكثفة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more