"ملابسه الداخلية" - Translation from Arabic to Turkish

    • Pantolonunu
        
    • donlarını
        
    • iç çamaşırını
        
    • altına
        
    • donuyla
        
    • pantolonu
        
    • pantolonuna
        
    • çamaşırlarını
        
    • İç çamaşırları
        
    • iç çamaşırlarıyla
        
    -Ancak, Pantolonunu indirirse. Open Subtitles يمكننا قول ذلك ان هو فقط قام بخلع ملابسه الداخلية
    Güzel. Pantolonunu indirmişken yakalarız onu. Open Subtitles هذا جيد ، سنحصل عليها وعلى ملابسه الداخلية
    Emekli olmadıysa neden donlarını eczaneden alıyor? Open Subtitles إذا هو لَمْ يُتقاعدْ، الذي يَعمَلُ هو إشترِ ملابسه الداخلية في الصيدليةِ؟
    Kaybeden diğer delikte iç çamaşırını çıkarır. Open Subtitles الخاسر يلعب الحفرة القادمة على ملابسه الداخلية.
    Yetişkin bir adamın altına işediğini görmek kadar üzücü bir şey olamaz. Open Subtitles لا شيء يحزنني أكثر من رؤية رجل بالغ . يتبول في ملابسه الداخلية
    Ayağında donuyla bira şişesine yumulup televizyon izlemeyi seviyor. Open Subtitles إنه يحب مشاهدة التلفاز في ملابسه الداخلية وشرب البيرة
    Eminim pantolonu üstünde olsaydı daha az endişe verirdi. Open Subtitles أنا واثق أنه ليس مصدر إزعاج طالما أنه يرتدي ملابسه الداخلية
    Koca bir adamın pantolonuna işediğini görmekten kötü birşey olamaz. Open Subtitles لا شىء حزين أكثر من رؤية رجل بالغ يتبول فى ملابسه الداخلية
    Bahse girerim ki iç çamaşırlarını bile ütülüyordur. Open Subtitles أراهنك أنه هو من قام بكيّ ملابسه الداخلية
    İç çamaşırları en iyi kumaştan. Open Subtitles ملابسه الداخلية مصنوعة من أجود الأقمشة
    Sadece... kitap okumuş iç çamaşırlarıyla. Open Subtitles ... كل ما فلعه ... هو أن قرأ له مرتدياً ... ملابسه الداخلية
    Güzel. Onu Pantolonunu indirmişken yakalayacağız. Open Subtitles هذا جيد ، سنحصل عليها وعلى ملابسه الداخلية
    Şimdi Pantolonunu indireceğim, ve aletine bakacağım, tamam mı? Open Subtitles سَأُمزّقُ ملابسه الداخلية وانْظرُ إلى عضوة، حسناً؟
    Ben de koştum ve bacağından ısırdım önce Pantolonunu sonra da donunu indirdim ve dedim ki "Sen kime kaltak diyorsun ulan?" Open Subtitles أجل و قمت بالجري هناك و قمت بعضه و اسحب سرواله ثم ملابسه الداخلية
    - Onun her işini ben hallederdim donlarını bile bana aldırırdı. Open Subtitles - وبالتالي؟ - أنا التعامل مع كل شيء بالنسبة له. جعلني الرجل شراء ملابسه الداخلية.
    Annesi donlarını ütülüyor. Open Subtitles أمه تكوى ملابسه الداخلية.
    Bir gün evi temizliyordum ve dolabında ona Noel'de hediye ettiğin iç çamaşırını buldum. Open Subtitles يوماً ما كنت أنظف المنزل وفي خزانته عثرت على ملابسه الداخلية التي أعطيتيها له في العيد
    Biriniz bana iç çamaşırını versin. Open Subtitles فليعطني أحدكم ملابسه الداخلية لا, لا
    O kadar korktu ki, altına işedi. Open Subtitles هو كَانَ خائفَ جداً، تَبوّلَ ملابسه الداخلية.
    Yani, gün gelir, erkek öyle bir noktaya varır ki donuyla takılabileceği yerlere bakınmayı bırakır şapkasıyla takılacak yer bakınmaya başlar. Open Subtitles أعني الرجل يصل لمرحلة في حياته عندما يقف عن البحث عن مكان يعلق عليه ملابسه الداخلية
    Bana doğru döndüğünde pantolonu düşmüştü ve ben onu gördüm.. Open Subtitles ملابسه الداخلية أسفل عندما دارَ نحوي وأنا رَأيتُه.
    Biri oyun alanında pantolonuna taş mı koymuş? Open Subtitles هل احد قام بسحب ملابسه الداخلية السفلى في ساحة اللعب؟
    Hâlâ iç çamaşırlarını ben yıkıyorum. Open Subtitles ما زِلتُ أَغْسلُ ملابسه الداخلية
    İç çamaşırları ile oturan birisi için fena değil. Open Subtitles ليس أسوأ من رجل في ملابسه الداخلية
    Kötü kokulu John'u iç çamaşırlarıyla bayrak direğine çıkarmamışım. Open Subtitles أتضح، أنه ليس أنا من علق (جون) ذو الرائحة الكريهة من ملابسه الداخلية البيضاء الضيقة على سارية العلم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more