Şubatta bu dönemde Mikhaylivski Manastırı bir kez daha bir sığınak haline geldi. | Open Subtitles | خلال هذا الوقت من فبراير أصبحت كنيسة سانت مايكل ملاذًا للناس مرّة أخرى |
Düşmanlara karşı bir sığınak ve doğa güçlerine karşı bir barınak olabilir. | Open Subtitles | قد يكون ملاذًا من الأعداء ومأوى من ضراوة الطقس |
Ama ben size bu şehrin potansiyel bir yuva ve sığınak olduğunu söylemeseydim hiçbirinizde buraya gelecek vizyon yoktu. | Open Subtitles | لكن لولاي ولولا ذِكري إمكانية هذه المدينة لتكون ملاذًا ومأوى لما خطر ببال أحدكم المجيء لهنا ناهيك عن الجرأة لخوض |
Dostumuz Daryl'ı himayemize alabiliriz. Arzu ettiği müddetçe kalabilir. | Open Subtitles | أعرض على صديقنا (داريل) ملاذًا للمدة التي يحتاج إليها. |
Dostumuz Daryl'ı himayemize alabiliriz. Arzu ettiği müddetçe kalabilir. | Open Subtitles | أعرض على صديقنا (داريل) ملاذًا للمدة التي يحتاج إليها. |
Görünüşe göre S. ve B. bu hırçın soğukta sığınacak yer bulamıyorlar. | Open Subtitles | يبدو أن (س) و(ب) لا يمكنهما إيجاد ملاذًا من البرد القارس. |
O yazılar gerçekti. Burası bir sığınaktı. | Open Subtitles | اللّافتات كانت صادقة، هذا كان ملاذًا. |
Tanrı'ya zavallı Anne sonunda bir sığınak bulabildiği için dua edersiniz. | Open Subtitles | والحمد للرب الكريم (بأن المسكينة (آن وجدت اخيرًا ملاذًا آمنًا |
Walker, Dışişleri Bakanı'na komplo kurduğumuzu soruşturma sırasında da ona sığınacak yer sağladığımı söylemiş. | Open Subtitles | يقول (واكر) أننا تآمرنا لأجل تقلد وزارة الخارجية ويقول أنني أعطيته، ملاذًا أثناء التحقيق |
Tıpkı senin gibi onun çocukluğu da mutsuz geçti. Sanat, Niklaus için bir sığınaktı. | Open Subtitles | كان مثلك طفلًا تعيسًا، فكان الفنّ ملاذًا لـ (نيكلاوس) |