Benim Fage yoğurt yemem için daha fazla dar kaşık ayrılmıştır yazıyor. | Open Subtitles | تقول ملاعق ضيقة اكثر يجب ان تترك مخصصة لي لأكل زبادي الفاج |
Tuz, ketçap ve domates sosu biber, kibrit, tuvalet kağıdı, antiseptik, vitamin hapları konserve açacağı, bıçak, çatal, kaşık." | Open Subtitles | ملح، كاتشب الطماطم و الصلصات فلفل، أعواد ثقاب، ورق حمام، مُطهر و أقراص فيتامينات فاتحة علب، سكاكين أشواك و ملاعق |
Evet, sıradan su, içine birkaç kaşık LSD katılmış sudan başka bir şey değil. | Open Subtitles | نعم, ماء عادي لم يُضف له شيء سوى بضعة ملاعق من عقاقير الهلوسة |
Burada bir çocuk var diyelim günde sekiz yemek kaşığı şeker tüketiyor. | TED | لدينا طفل هنا، يتناول كما تعرفون ثمانية ملاعق سكر يومياً. |
Bir bardak özgürlüğü 3 çay kaşığı adaletle karıştırın. | Open Subtitles | اخلط فنجان من الحرية وثلاثة ملاعق صغيرة من العدل. |
Bu nedenle hepimize tahta kaşıklar kullandırdı. | Open Subtitles | منا عند قيامنا باستخدام مضارب البيسبول لذا أجبرت الجميع على ملاعق خشبية صغيرة |
Aslında hayvar kaşıkları kemikten ovuşturuluyor. | Open Subtitles | في الواقع، السيدة غريفين، الكافيار نحتت ملاعق من العظام. |
Koca çeneli ve ağızlarında gümüş kaşıkla dolaşan tipler. | Open Subtitles | هؤلاء الأولاد من ذوي الفم الكبير و الذين ولدوا و في أفواههم ملاعق من ذهب |
Ama üç kaşık dolusu, seni öyle bir derin uyutur ki bir daha asla uyanamazsın. | Open Subtitles | لكن إذا تناولتِ 3 ملاعق ستدخلين في نومٍ عميقٍ جداً لَنْ تَستيقظي أبـداً |
Akşam yemeğimiz başkaları tarafından bırakılan 3 kaşık lapaydı. | Open Subtitles | عشاؤنا كان ثلاثة ملاعق من غِراء النجارين |
Asla dört kaşık şekeri geçmez. En kötü günlerimde bile. | Open Subtitles | لا اكثر من اربعة ملاعق حتى في اصعب الايام |
Senden çatal-bıçak takımı istemiştim, sen gidip sadece kaşık getirmişsin. | Open Subtitles | لقد طلبت نوعا محددا من السكاكين وحصلت على ملاعق |
Fırsatını bulursan yemekhaneden eve biraz kaşık getir. | Open Subtitles | بقولك إيه لو قدرت جيب شوية ملاعق من الكانتين |
Bundan dört kaşık alırsan doğum sancıların başlar. | Open Subtitles | حسناً ، إني أقول وحسب أن أربع ملاعق تسبب الولادة التلقائية |
Bunu bilmiyorum. Benim de bir kaç kaşığım var ama bir kızın fazla kaşığı olamaz değil mi? | Open Subtitles | لا أعلم رغم أني أميل للملاعق المشوكة، لكن لا يجب أن يكون لدى الفتاة ملاعق كثيرة ؟ |
Beş yemek kaşığı şeker bir tutam vanilyalı votka ve tamam. | Open Subtitles | خمس ملاعق من السكر و رشة من فودكا الفانيلا وتكون قد انتهيت |
Kaç çay kaşığı yemek kaşığı ediyor? | Open Subtitles | كم عدد ملاعق الطعام التي تناسب ملعقه شاي |
Hayır. Plastik kaşıklar, her zaman. | Open Subtitles | ملاعق بلاستيكية، دائما ملاعق بلاستيكية |
kaşıklar, sinekler, kurtlar, kurtçuklar? | Open Subtitles | ملاعق ، ذباب ، ديدان ، دود ؟ |
Tatlı kaşıkları ve çay kaşıkları ayrı konuyor. | Open Subtitles | ضعي ملاعق الشاي و ملاعق الحلوى بأقسام مختلقه |
Orası Buckner Hall. Eminim sınıfta ölçü kaşıkları vardır. | Open Subtitles | انها باكنر هال ، انا متأكد ان ان لديهم ملاعق قياسية فى الفصل |
- Son birkaç haftadır kaşıkla yememi gerektiren yemekler yiyordum o yüzden... | Open Subtitles | أجل، كنت أتناول الكثير من الأشياء التي تتطلب ملاعق الأسبوع ... الماضي لذا |
Kumandan'ın kudretli göğüs kılları üzerine yemin ederim ki tahta kaşıklarım bile senden daha canlı! | Open Subtitles | أقسم علي شعر صدر العظيم شاتولان أني لدي ملاعق خشبية أكثر بهجة منك |
- Çorba kaşıkları yemek kaşıklarıyla aynı şey sanıyordum. | Open Subtitles | لكنني إعتقدتُ أن ملاعق الحساء هي نفس ملاعق المائدة؟ |
İşte, şu anda dokuz tatlı kaşığımız var, bunların hepsi birlikte, güne başlamak için yaklaşık olarak 20 tatlı kaşığı şekere bakıyorum şu an. | Open Subtitles | نحنو ننظر إلى تسع ملاعق من السكر فالمجموع الآن ما يقارب 20 ملعقة من السكر من الوجبة الاولى مجرداً |