Bunu milyonlarca kez yaptım. Tek ihtiyacım olan pnömatik matkap, biraz elmas kesici... | Open Subtitles | لقد فعلت هذا ملايين المرات ,كل ما اريده هو مثقاب هوائى وقاطعة الماس |
Robotlar, aynı görevi milyonlarca kez minimum hatayla yapacak şekilde programlanabilir, bu bizim için çok zor bir şey, değil mi? | TED | يمكن برمجة الروبوتات لأداء نفس المهمة ملايين المرات بأقل الأخطاء، وهو أمر يصعب علينا فعله، أليس كذلك؟ |
18 ay sonra muhabirlere videonun birkaç milyon kere indirildiğini söyledi ve bu yalnızca bir web sitesi. | TED | وقد أخبر المراسلين بعد 18 شهرا أنه تم تنزيل الفيديوهات ملايين المرات وهذا مجرد موقع واحد. |
diyoruz. Şey, iki yıl önce bu benim problemimdi. Çünkü daha önce milyonlarca defa oturduğum yatağımın ucunda oturuyordum ve intihara eğilimliydim. | TED | قبل سنتين كانت هذه مشكلتي، لأنني جلست على حافة سريري المكان الدي جلست فيه ملايين المرات من قبل وكنت أرغب في الإنتحار. |
Tatlım, karşımda bir milyon kez işemiştin. | Open Subtitles | لقد تبولتِ أمامي ملايين المرات يا عزيزتي |
Kendi kendime milyonlarca kere yalnızca bir deri tabakası, bir yüzey dedim. | Open Subtitles | أخبرت نفسي ملايين المرات بأنه ليس إلا طبقة من الجلد.. مجرد سطح |
1960'lı yıllarda sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde milyonlarca kez resmi olarak kullandı. | TED | بحلول ستينيات القرن العشرين، كان قد تم رسمياً استخدامه ملايين المرات في الولايات المتحدة فقط. |
Ve bu kuvvetli etkileşimler vücudumuzdaki her saniyede her atomda milyonlarca kez olurlar böylece atomik çekirdek bir arada kalır. | TED | تفاعلات قوية تحدث ملايين المرات.. في كل ثانية في كل ذرة من أجسادنا.. حاملة نواة الذرة في آن واحد. |
Ve kısacası biraz hayal kırıklığına uğramıştım gördüklerimin zaten milyonlarca kez gösterilmiş aynı fotoğraf olmasından, tam çarpma anının karesiydi. | TED | وقد أحبطت كثيراَ عندما رأيتهم اختاروا إظهار الصور نفسها التي شاهدناها ملايين المرات, والتي كانت أساسا لحظة مؤثرة. |
Hakkında milyonlarca kez konuştum ama inanılmaz. | TED | وتحدثت عنها ملايين المرات ولكن لايمكن تصديقه |
Klozeti dolduruyor. Su deposunu dolduruyor. Bunu milyonlarca kez görmüşümdür ama hiç bu kadar anlamlı olmamıştı. | Open Subtitles | رأيته يحدث ملايين المرات لكن لم يكن يهمني بمثل اليوم |
Çocuk konusunda bilgililer. Çığlıklarını milyonlarca kez duydular. | Open Subtitles | يدرسان هذا الطفل سمعاه يصرخ ملايين المرات |
Önce kıvrılır kıvrılır sonra da kurtulurdu. Bunu milyon kere başarmıştı. | Open Subtitles | كان سيموج نفسه حتى يهرب لقد شاهدت هذا ملايين المرات |
Hey, kullanılıyorsun. Bunu milyon kere gördüm. | Open Subtitles | لقد استغلوكِ ، لقد رأيت هذا ملايين المرات |
Belki bir milyon kere dedim ama bu seferki gerçekten son. | Open Subtitles | ملايين المرات لكنني أنا جاد في هذا, هذه هيَّ النهاية |
Parmak izlerim oradaydı... çünkü orada milyonlarca defa bulundum. | Open Subtitles | بصماتي كانت هناك لأني كنت هناك ملايين المرات |
Demek istediğim de bu zaten. milyonlarca defa söyledim bunu. | Open Subtitles | حسنا ، هذا هو رأيي لقد اخبرتك ملايين المرات |
Sonra ondan milyon kez ayrıImaya çalıştım... ama her zaman çok kırıIgandı. | Open Subtitles | . ومن ثُم حاولت الإنفصال عنها , ملايين المرات . ولكنها دائماً ما كانت هشة , للغاية |
Bakın, bunu bir milyon kez anlatmışımdır ama hatırlıyorum da çocukken, bir yönetici yanıma gelip "Joe, beklenenin altındasın, finansal anlamda iyi durumda olmalıyız." | Open Subtitles | حسناً أتعلم , ربما قلت هذه القصة ملايين المرات لكنني اتذكر عندما كنت شاباً المدير اتى |
milyonlarca kere bana ihtiyacı oldu, tam ona bir kez ihtiyacım olduğunda... | Open Subtitles | ملايين المرات التي احتاجني بها و المرة الوحيدة التي احتجت له بها |
Bir milyon defa daha parlak, daha kuvvetli! | Open Subtitles | لتجعلني أقوى منك ملايين المرات أكثر الطاقة الكاملة |
Kaluza ve Klein, eğer milyarlarca kez küçülebilseydik, uzayın her yerinde, çok küçük ve kıvrımlı bir boyut bulacağımızı belirtmişlerdir. | Open Subtitles | استطعنا أن ننكمش ملايين المرات, سنجد بُعد واحد إضافى مُلتف صغير جداً موجود فى كل نقطة فى الفضاء. |
Söylediğiniz ve iki milyonuncu kez söylemek istediğiniz kelime... | Open Subtitles | والكلمة التي تقولها ملايين المرات هى: |