Başlarda çok güzel görünüyor olabilir, ama bir kenara yaz, eninde sonunda, kırık bir kalp ve kıçına yapışmış bir lolipopla uyanacaksın. | Open Subtitles | قد تبدو مسلية في البداية لكن علم على كلامي, اجلا ام عاجلا ستصحو من النوم مع قلب مفطور مع مصاصة ملتصقة بخصيتك |
Öbür taraftan, bu kurtçukların ise içlerinde birbirlerine yapışmış protein molekülleri var Alzheimer'lı insalarınki gibi. | TED | ولكن هذه الديدان هنا، لديها جزيئات بروتين ملتصقة ببعض، كالبشر عندما يصابون بالزهايمرز. |
- Onu susturmaya çalışırken, eldivenine Sıkışmış olabilir. | Open Subtitles | ربما كانت ملتصقة بقفازه عندما حاول إسكاتها |
Bilirsin,kıçımı, eğer göğüs kemiğime... mükemmel bir şekilde bağlı olmasaydı böyle arkada tutmazdım. | Open Subtitles | هل نسيت ملابسي؟ أتعلمين ، سأترك مؤخرتي إذا لم تكن ملتصقة بظهري |
Ve kamera acaba sevgilimin suratına mı yapıştı diye merak etmiyor değilim. Scranton. | Open Subtitles | وأتسائل لماذا يضع صديقي كاميرا ملتصقة على وجهه |
Sadece maddenin 12 taneciği, doğanın dört kuvvetiyle birlikte yapışık duruyor. | TED | فقط 12 جزيئ من المادة. ملتصقة معاً بأربع قوى من الطبيعة. |
Soğuktan zemine yapışmıştı gözkapağı açık şekilde donmuş, gözler sana bakıyordu. | Open Subtitles | ملتصقة بالأرض بسبب البرد، و جفون الأعين المتجمدة مفتوحة تحدق بنا. |
Benden önce oturan çocuğun dökülen sodası yüzünden masam yapış yapış. | Open Subtitles | طاولتي ملتصقة بالصودا من الفتى الذي حصل عليها قبلي |
Bu ufaklık sanki midesi sırtına yapışmış gibi yemek yiyor. Evet. | Open Subtitles | هذا الصغير كان يأكل وكأن سرته كانت ملتصقة بظهره |
Şu anda kafanın tam arkasına yapışmış patlayıcı bir madde var. | Open Subtitles | الآن لديك آلة متفجّرة ملتصقة بمؤخّرة رأسك . نترات الفضّة . |
Umumi tuvaletin oturağını mı yalamayı yoksa New York metrosunun zeminine yapışmış sakızı mı çiğnemeyi yeğlersin? | Open Subtitles | هل تفضلون لعق المراحيض في الأماكن العامه أو مضغ علكة ملتصقة في قطار الأنفاق؟ |
Yüzünün sağ tarafına makarna yapışmış. | Open Subtitles | ثمّة معكرونة ملتصقة بالجانب الأيمن لوجهك |
Ben güçlü büyük beyaz köpekbalığıyım Lemon ve sen de emici vatoz kafanla bana yapışmış olan bir çöp balığısın. | Open Subtitles | أنا قرش أبيض ضخم، وأنت سمكة ريمورا ملتصقة بي برأسك المصّاص |
Bir parça kağıda yapışmış, çiğnenmiş bir sakız gibi | Open Subtitles | حشوة علكة ملتصقة متكورة في قطعة من النسيج |
Bu plakayı çıkarmaya çalışıyorum. Sıkışmış. | Open Subtitles | سوف أحاول تحريك هذه الصفيحة انها ملتصقة |
Onlar toprağa Sıkışmış durumdadırlar. | TED | فهي ملتصقة بالأرض. |
Düşünceleri nedir, neye ilgililerdir ne tür bir tekerlekli sandalyeye bağlı yaşarlar, gibi. | Open Subtitles | كيف تفكر وماهي مصلحتها و ما نوع الكرسي المتحرك التي ملتصقة به |
Geçen hafta bir ısırma oyuncağı kıçıma yapıştı, şimdi de bu mu? | Open Subtitles | حسنا الاسبوع الماضي كانت كعكة للاسنان ملتصقة بمؤخرتي والآن هذه؟ |
Quarklar gluon denen şu şeylerle beraber yapışık duruyor. | TED | والكواركات ملتصقة معاً بواسطة أشياء أخرى تسمى الغلونات. |
Kertenkele ona yapışmıştı. | Open Subtitles | كانت السحليّة ملتصقة للغاية. |
Herkes fındık ezmeli ve jöleli sandviç yapabilir, ama genelde jöle bir taraftan taşar, ve adamın eli tamamen yapış yapış olur. | Open Subtitles | الجميع يعد زبدة الفستق، وشطائر الهلام لكنعادةًيتساقطالهلاممنالجانب... وتصبح يد الآكل ملتصقة |
Aynen,ağzına yapışıktı, Zaten tatil zamanlarinda o bölgenin talibi çok oluyor. Birkaç bardak sıcak çikolata ve elma şekerinden sonra | Open Subtitles | حسنا كانت ملتصقة بفمك وتلك المنطقة تشهد مرورا كثيرا بالاعياد بعد بضعة شكولا ساخنة وحلوى التفاح |
- Cama yapıştırılmış gibi. - Ajan Sherman cama yapışınca bu düşmüş. | Open Subtitles | رئيس، وجدنا أداة تنصت يبدو أنها كانت ملتصقة بالزجاج |
- Kabaydın. - Kendini ona yapıştırmıştın. | Open Subtitles | - لقد كان ذلك فظا .كنت ملتصقة به |