Dünya burada olanları küçümseyecek insanlarla dolu. | Open Subtitles | العالم مليء بالناس الذين سوف يرفضون ما يحدث هنا |
Dünya, dışarıda bir şeyler yapan insanlarla dolu. | Open Subtitles | فالعالم مليء بالناس الذين يقومون بأمور عدة في الخارج |
Dünya kötü şeyler yapan sıradan insanlarla dolu. | Open Subtitles | العالم مليء بالناس العاديين الذين يفعلون امورا شنيعة |
Görüyor musun Hocam, Tren insan dolu. Ama 20 kişi bile namaza gelmiyor. | Open Subtitles | أترى يا شيخ، القطار مليء بالناس و أقل من عشرين شخص فقط أتوا للصلاة |
Yani, insan dolu bir treni ele geçirdi. | Open Subtitles | أقصد, التحكم بقطار مليء بالناس |
Ayaklarına kapanmış bir salon dolusu insan bulmayı bekliyordum. | Open Subtitles | كنت أتوقع أن أجد هذه الغرفة مع مسرح مليء بالناس عند قدميك. |
Dünya ressam olmak isteyip, resim yapamayan şarkıcı olmak isteyip, şarkı söyleyemeyen insanlarla dolu. | Open Subtitles | العالم مليء بالناس, الذين يريدون أن يكونوا رسامين و لا يجيدوا الرسم, مغنين لا يجيدوا الترنيم, |
Bazen salon gülen ve kıkırdayan insanlarla dolu oluyor ve sen dinliyorsun. | Open Subtitles | أحياناً تسمعهم... . والمنزل مليء بالناس... |
Bazen gülen ve kıkırdayan insanlarla dolu oluyor ve sen dinliyorsun. | Open Subtitles | أحياناً تسمعهم... . والمنزل مليء بالناس... |
Burası iyi insanlarla dolu. | Open Subtitles | هذا المكان مليء بالناس الطيبين. |
Biz , insanlarla dolu bir evi var ve o sadece kapalı çalışır ? | Open Subtitles | لدينا منزل مليء بالناس و هو يهرب ؟ |
Dün gece insanlarla dolu bir evdeydim ve hiç o kadar yalnız hissetmemiştim. | Open Subtitles | والليلة الماضية، كنت في منزل مليء بالناس ولم يسبق لي أن شعرت... بوحدة مماثلة... |
Senin dünyan korkak insanlarla dolu. | Open Subtitles | عالمكم مليء بالناس الخائفين |
Çünkü dünya kötü insanlarla dolu Maria, hepsi de kötü, kötü şeyler yapıyorlar. | Open Subtitles | لأن العالم مليء بالناس ..(الفظيعين يا (ماريا وجميعهم يفعلون أشياء.. شريرة ومريعة |
Küçük jestin sayesinde, dünyanın, nazik ve kalpleri yumuşacık insanlarla dolu olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | شكراً لك على هذه البادرة الطيبة في الحقيقة تعتقد بأن العالم مليء بالناس الذين بأعماقهم... مملوئون بالشفقة و الرحمة! |
Evin geri kalanı insanlarla dolu, resmi bir toplantı. | Open Subtitles | {\pos(195,225)} وبقيّة المنزل مليء بالناس في إجتماع رسمي الوقت ينفذ منّـا |
Maria,dünya hiçbirşeyi umursamayan böyle güçlü insanlarla dolu. | Open Subtitles | (ماريا)، العالم مليء بالناس أصحاب السُلطة الذين لا يعيرون أيّ إهتمام. |
Sokağın yarısının havaya uçması insan dolu bir stadyumdan iyidir. | Open Subtitles | نصف مربع سكني أفضل من استاد مليء بالناس |
Bir ev dolusu insan var ve onları tehdit edenin ne olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | هذا منزل مليء بالناس وليست لدينا أي فكرة عما يهددهم |