"مليئا" - Translation from Arabic to Turkish

    • doluydu
        
    • dolu
        
    Aynı şey kitabımı yazdığımda oldu. Kitabı yazmaya başladım. İlk bölümü yazdım. Harika olduğunu düşünüyordum. Veriler ve rakamlarla doluydu. Anaerkil Maasai kabileleri ve onların sosyolojik kalıplarına dair üç sayfam vardı. TED نفس الشيء حدث حينما كنت أكتب كتابي. بدأت في الكتاب، كتبت الفصل الأول، كنت أعتقد أنه مذهل، كان مليئا بالبيانات و الأرقام كانت هناك ثلاث صفحات عن قبائل الماساي وعن أنماطهم الإجتماعية.
    Kalıpların dışında düşünebiliyorlardı çünkü kalıpları deliklerle doluydu. TED لقد تمكنوا من التفكير خارج الصندوق بسبب أن صندوقهم كان مليئا بالثغرات.
    Bir, dünya iyi ve kötü ile dolu, doluydu, hep dolu olacak çünkü iyi ve kötü insan doğasının yin ile yangı. TED أولا: أن العالم كان وسيبقى دائما مليئا بالخير والشر، وذلك لأن الخير والشر هما النقيضان المكونان لحياة البشر.
    Korku, yokedicilik, kıtlık ve savaşlarla doluydu. Open Subtitles لقد كان مليئا بالخوف والأوبئة والمجاعات والحروب
    Bak, için dışın bok dolu, tuvalette sonsuza kadar durabilirdin. Hadi gidelim.. Open Subtitles انت تعلم انك مليئا بالفضلات ,في استطاعتك الجلوس علي هذا المرحاض للأبد
    Her şey yaşamla doluydu ve tüm yaşam da tekti. Open Subtitles وكان كل شئ مليئا بالحياة والحياة شيئا واحدا
    doluydu. Orkestra ve servis elemanları vardı. Open Subtitles كان مليئا ً، كانت هناك الفرقة الموسيقية و الضيوف
    Yabancısı olduğu bu yeni topraklarda başarılı olabilmenin hayalleri ile doluydu. Open Subtitles كان مليئا بالاحرلام التي سيحققها علي هذه الارض الجديده
    Silah kuru sıkılarla doluydu ve beni gözümden vurdu. Open Subtitles والمسدس كان مليئا بطلقات فارغة ولقد أطلق رصاصة فارغة في عيني
    Müvekkilin dairesine gittim tahtakurularıyla doluydu ben de ofise geri geldim... Open Subtitles لقد كان مليئا بالناموس لذلك عدت الى المكتب
    Kafası bir karış havadaydı ve aklı aptalca fikirlerle doluydu. Open Subtitles ‫كان رأسها مليئا بالأحلام والأفكار الغبية
    Güzel bir yerdi. Güzel insanlarla doluydu. Open Subtitles لقد كانت مكانا جميلا, مليئا بأناس رائعون
    Kesin bir şey söylerdim ama ağzım mantarlı patlamış mısır doluydu. Open Subtitles كنت أود قول شيء على وجه اليقين لكن فمي كان مليئا بالفشار
    Hapishanede zincirlerle sürüklenirken zavallılarla doluydu. Open Subtitles ذلك السجن كان مليئا بالأرواح المسكينة التي سُحبت من جديد في السلاسل
    Sığınak bomba doluydu diyorsun yani. Open Subtitles اذا ما تحاول ان تقوله هو ان هذه القبو كان مليئا بالمتفجرات اجل
    Hayat doluydu, biliyorsun. Hepimizden fazla canlıydı. Open Subtitles كان مليئا بالحياة وكان مستمتعا بها
    Baba onu sen satın aldın, çünkü içi sakızlı kurtçuklarla doluydu. Open Subtitles أبى، لقد إشتريت هذا لأنه كان مليئا باللبان دودى الشكل!
    Burası her zaman hayat ve güzellikle doluydu ta ki, kötü insanlar orayı matkaplarıyla çubuklarıyla açgözlülükleriyle ve cinayetlerle değiştirene dek. Open Subtitles .... هذا المكان كان دائما مليئا بالحياة والجمال .....
    Nisan'da Kabil çok güzeldir, güllerle dolu, çiçeklerle dolu. TED أبريل شهر جميل في كابول مليئا بالورود ومليئا بالأزهار.
    Ve Higgs alanı, ultra-yoğun Higgs halindeyken, bugünkünden sadece birkaç kez değil, milyarlarca kez daha yoğun, ve eğer uzay-zaman bu Higgs hali ile dolu olsaydı, tüm atomik madde çökerdi. TED و مجال هيقز, في حالة هيقز فائقة الكثافة, ليس فقط عدة مرات أكثر شدة عن اليوم, بي مليارات المرات, واذا كان الزمكان مليئا بحالة هيقز هذه, كل المواد الذرية سوف تنهار.
    CA: Yüklü miktarda paranız var ve bir sürü farklı sorunla dolu bir dünya var. TED كريس: إذا، كنتم تمتلكون وعاء كبيرا من المال وعالما مليئا بالقضايا المختلفة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more