"مما هو عليه" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğundan daha
        
    • olduğundan çok
        
    • şimdikinden
        
    Bayan, uzak durun ve durumu olduğundan daha kötü hale getirmeyin. Open Subtitles ابقي خارج الامر يا مدام ولا تجعليه اسوأ مما هو عليه
    Bence kurşun kalemi olduğundan daha iyi kılacak yapılabilecek hiçbir şey yok. TED برأيي، لا يوجد أي شيء يمكن القيام به لجعل قلم الرصاص أفضل مما هو عليه.
    Şimdi beyniniz, Ay'ın gerçekte olduğundan daha yakında olduğunu düşünür, siz de doğal olarak, Ay'ın düşündüğünüz kadar büyük olmadığı sonucuna varırsınız. TED دماغك يعتقد أن القمر أقرب مما هو عليه في الحقيقة، لذلك تستنتج بشكل طبيعي أن القمر ليس بالكبر الذي كنت تعتقده .
    Bağımsız bir sanatçı olarak albüm yayınlamak bugün olduğundan çok daha zordu, hem bilinirlik açısından, hem de pazarlama açısından. TED إن إصدار باقة كفنان مستقل، كان أصعب بكثير مما هو عليه هذه الأيام، سواء من حيث سماعها أو مجرد توزيعها.
    Diğer bir deyişle genomumuz bugün olduğundan çok daha küçük başlamış, sonra ikiye katlanmış ve sonra tekrar ikiye katlanmışa benziyordu. Open Subtitles بعبارة أخرى بدا أن الجينوم الخاص بنا كان قد بدأ أصغر بكثير مما هو عليه اليوم ثم تضاعف ثم تضاعف مرة أخرى
    Açık konuşmak gerekirse, üç buçuk milyon yıl önce, sıcaklık şimdikinden ortalama 22 derece daha sıcaktı. TED لنكون الآن منصفين، منذ ثلاث ملايين سنة ونصف، كانت متوسط درجة الحرارة 22 درجة مئوية، أدفئ مما هو عليه الآن.
    Bu işi olduğundan daha da zor bir duruma sokmayalım. Open Subtitles دعينا لانجعل الامر أكثر صعوبة مما هو عليه
    Ross, lütfen bu olayı olduğundan daha da zor yapma. Open Subtitles روس، من فضلك لا تجعل هذا أصعب مما هو عليه بالفعل.
    - Kirk'ün fotoğrafları dünyayı olduğundan daha güzel bir yermiş gibi gösteriyor. Daha iyi bir yer. Open Subtitles إن صور كيرك تظهر العالم على انه مكان أكثر جمالاً مما هو عليه
    Kendini olduğundan daha iyi sanarak dalacağını düşünen kendini bilmez tatilcinin sorumluluğunu almak istemiyorum. Open Subtitles تعرف, لا أريد ان اكون مسؤولاً عن شخص يقضي عطلته الاسبوعية يريد ان ينزل إلى هناك لانه يفكر بانه أفضل مما هو عليه
    Elbette, Güney şimdi olduğundan daha farklıydı. Open Subtitles وبطبيعةالحال،ثم مرةأخرى، الجنوبكانمكانامختلفاجدا مما هو عليه اليوم
    Bu günlerde olduğundan daha yüksek gösteriyor göğüslerini. Open Subtitles انس حمالة الصدر التي ترفع صدرها أكثر مما هو عليه هذه الأيام
    Bunu olduğundan daha zor göstermenin niye olduğunu anlamıyorum. Open Subtitles لا أفهم لماذا يريد الكل أن يرى الأمر بأصعب مما هو عليه
    Bugün olduğundan çok daha iyi olabilir. Open Subtitles يمكن أن يكون أفضل في مجموعها الكثير مما هو عليه اليوم.
    Her şeyi olduğundan çok abartırlar. Open Subtitles أنهم دائماً يجعلون الأمر يبدو أسوأ مما هو عليه.
    Bahsettiğim, her birimizde olan bu yetenek, olduğundan çok daha büyük bir şey olma yeteneği; kendi sıradan benliğimizden sıyrılarak başlangıçta yapamayacağımızı sandığımız bir şeyleri başarmak. TED ولكن اعني بهذا . .القدرة التي يملكها كل واحد منا بان يصبح شيئاً أفضل مما هو عليه الآن لكي يرتقي بنفسه .. ويحققَ شيئاً شيء كنا نظن في البداية انه غير ممكن
    O zaman bankada şimdikinden fazla param vardı. Karım hâlâ balayına çıkamadı. Open Subtitles كان رصيدى فى البنك وقتها أكثر مما هو عليه الآن, وزوجتى لم تحصل على شهر العسل بعد.
    Ağrısı kesinlikle azalacak... ama bilinci şimdikinden... daha da çok gelip gidecek. Open Subtitles سيشفي ألمه بالتأكيد لكنه سيظل يفقد وعيه و يستعيده بشكل أسوأ مما هو عليه الآن، أعني
    Ağrısı kesinlikle azalacak... ama bilinci şimdikinden... daha da çok gelip gidecek. Open Subtitles سيشفي ألمه بالتأكيد لكنه سيظل يفقد وعيه و يستعيده بشكل أسوأ مما هو عليه الآن، أعني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more