Uzaktan kumanda, peçete kutusu, yırtılmış dergi, birkaç ev anahtarı. | Open Subtitles | جهاز تحكم , علبة خيوط مجلة ممزقة بعض المفاتيح القديمة |
Bu Nikki'yi öldürmekte kullandığın streç filmin kutusunu açmak için yırtılmış karton şerit. | Open Subtitles | هذا شريط ممزقة من غلاف صندومق بلاستيكي إستعملته لقتلها |
yırtık elbiseli yaşlı bir adam. | Open Subtitles | لقد كان رجلاً عجوزاً جداً في سترة ممزقة. |
Bıyığı olan yaşlı bir adam. Kırmızı gözlü ve yırtık bir tişört'ü vardı. | Open Subtitles | رجل عجوز نحيل بشارب كان عنده عيون حمراء و فانلة ممزقة |
Bunu arka taraftaki kalorifer dairesinde kesilip parçalanmış halde bulduk. | Open Subtitles | و قد وجدناها ممزقة . في غرفة السخان في الباحة الخلفية |
Elbiseleri de parçalanmıştı, değil mi? | Open Subtitles | ملابسها كانت ممزقة أيضاً صحيح؟ |
Eğer kafan yerinde değilse paramparça olursun. | Open Subtitles | لو أن عقلك لا يعمل جيدا ستصبحين ممزقة الأوصال |
Ayrıca sarsıntı, düşük ateş, ve yırtılmış kulak deliğim var. | Open Subtitles | ارتجاج في الدماغ, حمى خفيفة, شحمة اذن ممزقة |
Bu oyuncakla oynamak istemezsin ki. yırtılmış bu. | Open Subtitles | لستى فى حاجة الى تلك اللعبة انها ممزقة |
Eteği yırtılmış ve iç çamaşırı yok. | Open Subtitles | تنورة ممزقة و لا توجد ملابس داخلية. |
Bağları yırtılmış olabilir. | Open Subtitles | نعم ، يمكن أن يكون أربطة ممزقة |
Bir yırtık kot pantolon. | Open Subtitles | قطعة واحدة ممزقة من بنطال جينز بلوزة كتانية حمراء واحده |
Sonradan yırtık olduğu anlaşılan bir paraşütle uçaktan atlayıp, önce belimin üstüne traktöre düşüp, mucizevi bir şekilde yara almayıp, sonra kız kardeşimin gökten üzerime düşüp, C7 omurumu çatırdatmasını, sünepe dolu bir takımda oynamak için çekmedim ben! | Open Subtitles | لَم أقفز مِن طائرة بما تبيّن أنّها مظلة ممزقة وأهبط على عمودي الفقري على جرّار من دون أذى بأعجوبة |
Ailesi içi yırtık gazete kağıtlarıyla dolu bir çanta sunmaya karar verdi. | Open Subtitles | والداه قررا تسليمي حقيبة مملوءة بورق جرائد ممزقة |
Eve geldiğimde mutfakta kıyafetleri parçalanmış, kafası masaya dayanmış hâldeydi. | Open Subtitles | جئت للمنزل ووجدتها في المطبخ ملابسها ممزقة رأسها مدفوع به إلى الطاولة |
Bu vücutlar 223 kalibrelik zırh delici mermilerle parçalanmış. | Open Subtitles | هذه الهيئات ممزقة بأسلحة خارقة للدروع برصاصات عيار 223 |
Onlarca yıl dini anlaşmazlıklar yüzünden parçalanmış bir dünyada yaşadınız. | Open Subtitles | لقد عشت في عالم ممزقة أوصاله بالنزاع الديني |
Elbiseleri de parçalanmıştı, değil mi? | Open Subtitles | ملابسها كانت ممزقة أيضاً صحيح؟ |
Bu zalim dünya bizi ayrı düşürdü, bizi paramparça etti, Akash. | Open Subtitles | خلق هذا العالم القاسي اسفين بين لي ولكم و ، ممزقة بيننا. |
- kırılmış pencere ya da zorlama izi yok. | Open Subtitles | ليست هنالك نوافذ مكسورة أو أبواب سلكية ممزقة. |
Ama tecrübelerime dayanarak söylemeliyim ki iki kez öğütülmüş bir kâğıt bir daha kendine gelmez. | Open Subtitles | لكن حسب خبرتي ، ورقة ممزقة مرتان يصعب تداركها |
Bir parça yırtık tişört ne yapacak ki? | Open Subtitles | اذا ستفعل لها قطعة صغيرة ممزقة من القماش ؟ |
Benimki acınası bir şey, buruş buruş ve tam ortadan ikiye ayrılmış ve... | Open Subtitles | صورتي مشوهة قليلا انها مطوية و ممزقة من المنتصف و |
Doğranmış Tweety! | Open Subtitles | " زقزقة ممزقة " |