Hayalimin kolay olmasına gerek yoktu, sadece mümkün olması gerekti. | TED | لم أحتج أن يكون حلمي سهلاً، أحتجت فقط أن يكون ممكنناً. |
Pek çok şeyin olmasını mümkün kılan senin fedakârlığındı. | Open Subtitles | لقد كانت تضحيتك التي جعلت الكثير من هذا ممكنناً |
Yanlış yola sapmadan önce, her şeyin mümkün olduğu bir ana doğru yolu seçebilmek için gitmek. | Open Subtitles | كي يعودوا إلى اللحظة التي كان كل شيء مازال ممكنناً فيها. قبل أن يقوموا بإختيار خاطىء كي يعودوا إلى المسار الصحيح. |
O da, gelecekte kişiler arası internetin mümkün olabileceğini biliyordu. | Open Subtitles | و قال أن الإنترنت من نظير لآخر سيكون ممكنناً في المستقبل، |
Bunun mümkün olacağı hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | -النتيجة صفر؟ لم أخَل أن هذا ممكنناً . |