"مملّة" - Translation from Arabic to Turkish

    • sıkıcı
        
    • sıkıcıdır
        
    • sıkıcıydı
        
    Tatlım! Tatlım, umarım babamı çok sıkıcı bulmamışsındır. Open Subtitles حبيبى أتمنّى أنّك لم تجد حفلة أبّى الصغيرة مملّة جدا
    - Hayır. Sadece sıkıcı şeylerden konuşan bir doktor grubu işte. Open Subtitles إنّهم مجموعة من الأطباء يقولون أشياءً مملّة..
    Genelde "Olayı Bütün sıkıcı Noktalarından Araştırın" taraftarıdır. Open Subtitles إنه عادة رجل يتحري الاشياء من كل زاوية مملّة
    Parti çok sıkıcı, yakışıklı erkekler de yok. Open Subtitles هذا الحفلة مملّة جدا و ليس هناك رجال لطفاء هنا
    Düğünler oldukça sıkıcıdır, ve ben tek başıma sıkılmak istemiyorum. Open Subtitles لأن حفلات الزفاف مملّة جدا وأنا لا أريد السأم لوحدى
    Parti çok sıkıcı, yakışıklı erkekler de yok. Open Subtitles هذا الحفلة مملّة جدا و ليس هناك رجال لطفاء هنا
    Dansın haricinde yılın geri kalanı oldukça sıkıcı geçti. Open Subtitles بالمقارنة مع حفلة الترحيب بقيّة السنة كانت مملّة جداً
    Duyduğum kadarıyla sıkıcı biriymiş elinden geleni yap. Open Subtitles مِنْ الذي أَسْمعه، هي مملّة إلى حدٍّ ما، .إذا أعطيه كل ما تستطيع من مساعد
    Uzun ve sıkıcı bir yolculuk olabilir. Open Subtitles وتَنَامُ قليلاً يَجِبُ أَنْ تَكُونَ جولة مملّة لمدة طويلة
    Ama bana sıkıcı şeylerden bahsettiğinde onları anında salıveriyorum. Open Subtitles الآن ، عندما تقولين لي أمور مملّة أضعها بمكانٍ جانبيّاً على الفور
    Veli toplantılarının çok sıkıcı olduklarını duydum. Open Subtitles سمعت أن إجتماعات الأباء و المعلمين مملّة جداً
    Gün boyu aptal, anlamsız, sıkıcı şeyler anlatıyorlar ve hepsini yüzümde sahte bir gülümsemeyle dinlemek zorunda kalıyorum. Open Subtitles طوال اليوم و هنّ يحكين لي قصص غبيّة، تافهة، و مملّة و أنا يجب عليّ الوقوف هناك للأستماع بإبتسامة زائفة تملأ وجهي
    kafeler ve mağazalar, çok sıkıcı limuzinler ve arabalar hiç eğlenceli değil. Open Subtitles المقاهى والظباء اللامعة، مملّة الليموزينات والشاحنات غير مرحة
    kafeler ve mağazalar, çok sıkıcı limuzinler ve arabalar hiç eğlenceli değil. Open Subtitles المقاهى والظباء اللامعة، مملّة الليموزينات والشاحنات غير مرحة
    Yaşamana yetecek sıkıcı fare yarışı işlere giremiyorsun. Open Subtitles وقتاً كافياً في أي وظيفة مملّة وغير مجزية لكسب لقمة العيش
    Yasak konulmamış kitaplar çok sıkıcı oluyorlar. Open Subtitles كل الكتب المسموح بقراءتها مملّة جداًعلى ما أعتقد
    Dünyanın sonunun bu kadar sıkıcı olacağından kimse bahsetmemişti. Open Subtitles لم يذكر أحد قطّ كم ستكون نهاية العالم مملّة.
    İtiraf etmeliyim ki,ben onları sıkıcı buldum. Hep aynı şeyler bazen çaresiz bırakıyor. Open Subtitles لا بدّ مِن الاعتراف أنّي أجدها مملّة و أنا توّاق لمشهد مختلف
    Otuzumuza geldiğimiz zaman çocuk büyütüyor olacağız. sıkıcı bir yaşamımız olacak. Open Subtitles لمّا نبلغ الـ 30 سنستقر وننجب أطفالًا، وسنحيا حياةً مملّة.
    Politika senin türünde bir adam için çok sıkıcıdır! Open Subtitles السياسة مملّة جداً لرجل من نوعيتك
    Kilisedeki ilk bölümde yapacak çok şeyim vardı ama karakter sıkıcıydı. Open Subtitles .لديّ الكثير لأفعله في الكنيسة، لكن شخصيّتي كان جدّ مملّة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more