| Son olarak sizleri saygıdeğer yapımcımız Warren Dodge'la tanıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | واخيراً , إسمحوا لي بتقديم منتجنا الكريم وارين دودج.. لإخباركم |
| Irene, ortağımla tanıştırayım. Paul Landers, yapımcımız. | Open Subtitles | كنت لاحب ان تلتقى بشريكى بول لاندرز , منتجنا |
| ürünümüz kağıt havlu askısı ve fiyatı 8,95 dolar. | Open Subtitles | منتجنا كان وراقة مناديل بعناها 8.95 دولار |
| Jenipher, iki yıldan fazla bir süredir Ürünümüzü kullanarak tasarruflarını %60 oranında arttırdı. | TED | ومن خلال استخدام منتجنا على مدى العامين الماضيين، تمكنت "جنيفر" من زيادة مدخراتها بنسبة ٦٠ في المئة. |
| malımızı toplu olarak satmak zorundayız. Toptan. | Open Subtitles | يجب ان نوزع منتجنا بكميات، بالجملة، الان. |
| Bizim malımız 1. sınıf bunu biliyorsun! Bırakın beni orospu çocukları! | Open Subtitles | منتجنا من النوع الاول و انت تعرف هذا ابتعد عني ايهاالحقير |
| Ya yeni malı bizden almazlarsa? | Open Subtitles | ماذا لو لم يوافقوا على التعبئة من منتجنا ؟ |
| Ya da diğer pazarlama ifadesi ile: Bu ürünü kullanamazsan, öleceksin. | TED | أو أن تستخدم أسلوب تسويق اخر ، إذا لم تستخدم منتجنا فإنك ستموت. |
| Bu sabah 9:00 itibariyle malımızın değeri yaklaşık 300 bin. | Open Subtitles | الساعة التاسعة هذا الصباح كان قيمة منتجنا 300 ألف |
| Bu da demek oluyor ki ürünümüzün adı çocuklar tarafından kolay hatırlanabilen bir şey olmalı. | Open Subtitles | مما يعني أنه لا بد أن يكون اسم منتجنا سهلاً و يسهل على الطفل تذكّره |
| Burayı yapımcımız Lee ile paylaşacaksın. | Open Subtitles | سوف تتشارك هذا المكان مع لي منتجنا الحصري |
| Ortağım ve yapımcımız Paul Landers'a. | Open Subtitles | فى صحه شريكى و منتجنا , بول لاندرز |
| Bostan, WGBH'deki yapımcımız matematik odaklı, Meraklı George oyun serisi yarattı. | TED | منتجنا لمحطة التلفاز (WGBH) في بوسطن، أنتج سلسلة من ألعاب جورج الفضولي (Curious George) تركزُ على الرياضيات. |
| Çok komik, çünkü ürünümüz o kadar iyi ki, sonunda ne olacağımız da umurumuzda değil mesajı veriyor. | Open Subtitles | هذا مُضحك للغاية لأنه يقول بان منتجنا جيد للغاية نحن لسنا مهتمين حتى بانفسنا |
| Araştırmalarımıza göre ürünümüz en çok döl akıtmak için kullanılıyor. | Open Subtitles | أبحاثنا أظهرت أن الغاية من استخدام منتجنا هو المني |
| ürünümüz, onun sattığı abartı ekstaziden daha kaliteli. | Open Subtitles | منتجنا أفضل من عقار النشوة المعظّم الذي يبيعه |
| Ben size yeni çıkan bir Ürünümüzü tanıtayım. | Open Subtitles | اسمحي لي أن أُريكِ منتجنا الجديد. |
| Ürünümüzü anında tanımlayan bir isim. | Open Subtitles | إنه اسم يعبّر مباشرة عن منتجنا. |
| malımızı aldı daha da alacak, çünkü mal iyi. | Open Subtitles | إشترت منتجنا وهي ستشتري المزيد لأنه جيد |
| Şirketimizi değil, malımızı satmanızı istiyoruz. | Open Subtitles | سيدي نحتاج لأن نبيع منتجنا, وليس شركتنا |
| Sokağın ortasında Combo'yu öldürdüler ve şimdi sattıkları da bizim malımız. | Open Subtitles | الذين أطلقوا على (كومبو) في ،الشارع والآن هذا هو منتجنا ...الذي يبيعونه |
| Ufak bir kuş bana o evde oturanların elinde 1.5 kg bizim ürünümüzden olduğunu ve kesinlikle bizden almadıkları bu malı sattıklarını söyledi. | Open Subtitles | عصفورة صغيرة قالت لي بأن هناك بعض الرجال بالداخل يملكون 3 أرطال من منتجنا. والذين هم يبيعونه |
| - Bana her ürünü satabilirmişiz gibi geliyor. | Open Subtitles | يبدوا لي أننا كنا نبيع كل شيء عدى منتجنا الخاص |
| Yani, işlemimizin temiz, malımızın saf olması için... bu işi çok ciddiye almalıyız. | Open Subtitles | لذا، للمحافظة على نظافة ما نقوم بصناعته وعلى نقاوة منتجنا يجب أن نأخذ هذا على محمل الجد |
| Bangkok'tan Trickster107, 14 takipçisine ürünümüzün babasına kalp krizi geçirttiğini tweetlemiş. | Open Subtitles | ( المخادع 107 ) , الذي قام بالتغريد لمتابعيه الـ 14 والذي يعتقد بأن منتجنا قد سبب أزمة قلبية لوالده |
| Böyle bir şey ancak Amerika'da olabilir belki ama ürünümüze güvenmeliyiz. | Open Subtitles | و من المرجح ان ينجح في أمريكا ولكن يجب علينا الثقة في منتجنا |
| Evet,bu bizim ürünlerimizin seçkin özelliklerinden biri. | Open Subtitles | . صحيح ، هذه أكثر الميزات البارزة في منتجنا |