Arkadaşlarım ve ebeveynlerimle birlikte Okyanusun ortasında bir teknede olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون مع أصداقئي ووالدي على قارب في منتصف المحيط |
Daha önce iki kişinin Okyanusun ortasında bırakıldığı nerede görülmüş? | Open Subtitles | من فى حياته قد سمع من قبل عن شخصين تم تركهما فى منتصف المحيط ؟ |
Geldiklerinde, bu iki avanağı Okyanusun ortasında, üzerlerinde can yelekleri, martinilerini yudumlarken bulmuşlar. | Open Subtitles | عندما وصلوا , وجدوا اثنين من العباقرة يعومون في منتصف المحيط وهم يرتدون الجاكيتات ويشربون المارتيني |
Okyanus dünyanın en geniş sıradağlarını, yani okyanus ortası sırtını içeriyor. | TED | يحتوي المحيط على أكبر سلاسل الجبال في العالم قمة منتصف المحيط. |
Aynı zamanda bunun sebebi onun büyük kabuk plakalarının birbirinden ayrıldığı yerde okyanus ortası sırt ekseni boyunca uzanmasından kaynaklanıyor. | TED | لأنها منطقة محور حيود منتصف المحيط حيث تتوسع طبقات ضخمة من القشرة الأرضية. |
Mesela, onlara Atlantik'in ortasında kayak sporu yaptırdım, orası Atlantik'in ortasında bir dağ. | TED | على سبيل المثال .. آخذهم للتزلج في منتصف الاطلنطي على حزام جبلي في منتصف المحيط الاطلنطي |
Sonu Pasifik'in ortasındaki bir adada berber dükkânı almamla sonuçlanan uzun ve sıkıcı bir hikâye. | Open Subtitles | ،يوجد قصة طويلة و مملة هناك واحدة انتهت بي مالكاً لصالون حلاقة على صخرة في منتصف المحيط الهادي |
Okyanusun ortasında öylece sürünmek istemiyorum bizi almaya gelecek lüks bir yat varken. | Open Subtitles | انا لن أطفو في قارب نفخ في منتصف المحيط طالما يمكنني الذهاب في قارب فاخر |
Bir helikopterdesiniz, Okyanusun ortasında uçuyorsunuz ve iniş yapabileceğiniz bir yer yok. | Open Subtitles | و الآن هذه المروحية تطير في منتصف المحيط و لا وجود لمكان للهبوط فتتحطم في الماء |
Okyanusun ortasında cereyan eden korkunç şeylerle ilgili bütün hikâyeleri, kitapları ve filmleri bir düşünsene. | Open Subtitles | وكل القصص وكل الأشياء السيئة الفظيعة التي حدثت في منتصف المحيط |
Okyanusun ortasında kirli ve kokmuş adamlarla çalışmak. | Open Subtitles | العمل مع مجموعة رجال مشحمين، ونتنين في منتصف المحيط. |
Sanırım Okyanusun ortasında yakıt ikmali için durmak istemezsiniz. | Open Subtitles | أفترض أننا لن تتوقف للتزود بالوقود, في منتصف المحيط. |
En azından Okyanusun ortasında seni aramazlardı. | Open Subtitles | على الأقل لن يواصلوا البحث عنك في منتصف المحيط. |
Fırtına şimdi Okyanusun ortasında bir yerde oluşmaya başlıyor. | Open Subtitles | الآن ، انه لا يزال في مكان ما بالخارج في منتصف المحيط |
En ufak hesap hatasında kendini bir duvarın içinde ya da Okyanusun ortasında bulabilirsin. | Open Subtitles | عملية حسابية واحدة خاطئة ويمكنأنتنشقبداخلجدار .. أو في منتصف المحيط. |
Okyanusun ortasında, bir kıza aşık olmak kolay değil. | Open Subtitles | الوقوع فى الحب مع فتاة فى منتصف المحيط |
Hiç gece yarısı, Okyanusun ortasında, bir erkekle tümüyle yalnız kalmamıştım. | Open Subtitles | لم أكن يوماً وحدي مع رجل في منتصف الليل -في منتصف المحيط |
Okyanusun ortasında başka bir olay Teğmen. | Open Subtitles | قصة آخرى فى منتصف المحيط , أيها الملازم |
İlk ziyaret edilen bölgelerden biri okyanus ortası sırtının bölümlerinden East Pacific Rise oluyor. | Open Subtitles | من أول الأقاليم التي تم زيارتها ارتفاع شرق المحيط الهادي جزء من منطقة الإنفصال، تُدعى حيد منتصف المحيط. |
Bu olmaması gereken birşey. Meslektaşlarımdan birisi bana gelip dedi ki; "Bana termal kabarma gibi görünüyor ve okyanus ortası sırt bölgesi soğuyan bir dönemeç olmalı. Biz de ona " Haydi gidip bakalım" dedik. | TED | يفترض ألا يحدث ذلك. حتى قال أحد زملائي, "أنى أرى أنها مثل فقاعة حرارة و نتوء منتصف المحيط هو الذي يبرد هذه الفقاعة". فبدأنا في البحث عن هذا الاحتمال. |
Lakin Atlantik'in ortasında büyük bir boşluk mevcuttu. | Open Subtitles | لـكـن بـالـمـقابـل كـان هـنـاك قـطـاع ..شاسع فى منتصف المحيط الأطلنطى |
Atlantik'in ortasındaki 9 metrelik dalgalar, hızla kuzeydoğuya ilerliyor... | Open Subtitles | في منتصف المحيط الأطلسي الرياح تتحرك بسرعه وباتجاه شمالي شرقي بسرعه 30 قدم - موجه |