çocukluğundan beri nöbetlerle başı dertte. | Open Subtitles | أعني كان يصارع نوبات الصرع منذ أن كان طفلاً |
Hayvanlarla başladı çünkü çocukluğundan beri böyle öğrendi. | Open Subtitles | بدأ بالحيوانات لأن هذا ما تعلمه منذ أن كان طفلاً |
Bana çocukluğundan beri orada yaşadığını... ve bahçıvan olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال لي أنه كان يسكن هناك منذ أن كان طفلاً... ويعمل كبستاني |
çocukluğundan beri avlanıyor. | Open Subtitles | منذ أن كان طفلاً لم يذهب إلى المدرسة |
Onun çocukluğundan beri yanında Olan danışmanı | Open Subtitles | المعلم الذى صاحبه منذ أن كان طفلاً |
çocukluğundan beri tanırım. Bana güvenir. | Open Subtitles | أعرفه منذ أن كان طفلاً إنه يثق بي |
çocukluğundan beri sihirbazlığı sevmiştir. | Open Subtitles | إنه يحب السحر منذ أن كان طفلاً |
Aron'u çocukluğundan beri gayet iyi anlamışımdır. | Open Subtitles | آرون فهمته منذ أن كان طفلاً |
Biliyor musun, çocukluğundan beri, | Open Subtitles | أتعلم منذ أن كان طفلاً |
çocukluğundan beri hep aynı şeyi yapar. Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | إنه يفعل ذلك منذ أن كان طفلاً |
Ancak o yazın sonuna doğru Gatsby'yi gördüğüm son gece çocukluğundan beri kendisi için hayal ettiği hayatı anlattı bana. | Open Subtitles | كان هذا فقط في الليلة الآخيرة (لآخر صيفٍ رأيتُ فيه (جاتسبي ولكنه أخبرني بالحياة التي حلمُ بها منذ أن كان طفلاً |
- çocukluğundan beri. | Open Subtitles | منذ أن كان طفلاً. |
çocukluğundan beri benden nefret etti. | Open Subtitles | كان يكرهني منذ أن كان طفلاً ! |