"منذ ردح طويل" - Translation from Arabic to Turkish

• Uzun zamandır
• uzun zaman önce

Cephaneliğinize baktım. Uzun zamandır böyle bir şey görmemiştim.
تفقدت مخزن أسلحتكم، لم أشهد له مثيلًا منذ ردح طويل.

Artık senin gibi değilim. Uzun zamandır hem de.
لم أعُد أنت، وإنّي لستُ أنت منذ ردح طويل.

- Komik. Bizim şöhretli konseyimiz Uzun zamandır beraber çalışıyordu ne de olsa.
ونحن أعضاء مجلسنا الموقّر نعمل معًا منذ ردح طويل.

Yetişkin bir adamım ben. Bu duyguların üstesinden uzun zaman önce geldim.
أنا رجل بالغ، وقد مررت بهذا الشعور منذ ردح طويل

Ne kadar borçlandıysam da hepsini geri ödedim tamam mı? Çok, çok uzun zaman önce.
وأيًّا تكُن الديون التي دِنتُها، فإنّي سددتها منذ ردح طويل.

Seni yeterince tanımayanlarımız için soruyorum, ki bu ben değilim çünkü en iyi arkadaşmışız ve Uzun zamandır tanışıyormuşuz gibi geliyor.
بالنسبة لمن لا يعرفك منا، ولا أقصدني بذلك لأنّي أشعر وكأننا صديقان صدوقان منذ ردح طويل

Uzun zamandır o adam değilim.
لم أكُن ذلك الرجل منذ ردح طويل.

Buradaki fark, senin ve benim Uzun zamandır yol arkadaşı olmamız ve senin kendini dürüst, cesur ve kendini bilen biri olarak kanıtlamış olman.
"الفرق هنا هو أنك وأنا رفقاء سفر منذ ردح طويل" "وأثبتِّ أنّك صادقة وجسورة وذات دراية كاملة بذاتك"

Birbirimizi Uzun zamandır tanırız.
نعرف بعضنا منذ ردح طويل.

Uzun zamandır görüşmüyorduk.
لم أرك منذ ردح طويل.

Uzun zamandır seni arıyorduk.
كنا نبحث عنك منذ ردح طويل

Hollow şehre çok Uzun zamandır dadanıyordu.
(الجوفاء) تتربص بهذه المدينة منذ ردح طويل

Bu şey şehre çok Uzun zamandır dadanıyordu.
{\pos(190,230)}هذا المخلوق يتربص بالمدينة منذ ردح طويل.

Nola böyle çalışır ...Uzun zamandır böyle yani aparatif olmak istemiyorsan...
هذه سنّة الحياة في (نولان) منذ ردح طويل لذا ما لم تتطوّر لديك شهيّة للدم...

uzun zaman önce burada inşa edilmiş bir köyde bir adam yaşardı.
منذ ردح طويل في قرية بُنيت على هذه الجزيرة، عاش رجل.

Umudum olmasaydı uzun zaman önce çaresizliğe teslim olmuştum.
فلو جفّ، لاستسلمت لليأس منذ ردح طويل

Burada ağır bir olay yaşanmış. - uzun zaman önce.
ثمّة شيء رهيب حصل هنا، منذ ردح طويل.

Bunu uzun zaman önce yapmalıydım.
تعيّن قيامي بذلك منذ ردح طويل.

Haklıymışlar. Bunu çok uzun zaman önce yapmalıydım.
صدقا، تعيّن أن أفعل هذا منذ ردح طويل.

- Niklaus bunu Mikael'dan uzun zaman önce çaldı.
سرقها (نيكلاوس) من (مايكل) منذ ردح طويل.