Barın sonundaki siyah takımlı adam yarım saattir şu kadını itip kakıyor. | Open Subtitles | حسنا ، ذلك الرجل ذو الحُلَّة السوداء فينهايةالبار.. إنه يغازل تلك المرأة منذ نصف الساعة |
yarım saattir baygınsın. | Open Subtitles | ـ أنتِ فاقدة الوعى منذ نصف الساعة ، لو كنت أكذب.. |
Son yarım saattir bununla uğraşıyorum. | Open Subtitles | هذا ما كنتت أتعامل معه منذ نصف الساعة الماضية |
Doğru, Rosie. Büyük Kahuna yarım saat önce yemin ettirdi ve Barış Gücü'ne kabul edildi. | Open Subtitles | فعلاً يا روزي، هذا الرأس الكبير قد أدى القسم إلى الهيئة منذ نصف الساعة |
Daha yarım saat önce ortalıkta dolaşıyor... nefes alıp veriyordu. | Open Subtitles | منذ نصف الساعة ... كان يتجول ويتبادل الغازات مع الهواء |
Clark, Bay Beels yarım saat önce öldü. | Open Subtitles | (كلارك)، السيّد (بيلز) مات منذ نصف الساعة |
Yaşlı adam yarım saattir merdiven çıkıyormuş. | Open Subtitles | العجوز المسكين يصعد السلم منذ نصف الساعة |
Van Nuys'ı yarım saat önce terk eden ve... diplomatik uçuş yapan bir uçağın kaçırıldığı haberini aldım. | Open Subtitles | بشأن اختطاف الرحلة الدبلوماسية من مطار (فان نيس) منذ نصف الساعة وماذا إذاً؟ |
Bierko yarım saat önce kaçtı. | Open Subtitles | لقد هرب (بيركو) منذ نصف الساعة |