"منزلاً في" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir ev
        
    • bir evi
        
    • 'den ev
        
    • 'da bir evleri
        
    Eminim yazın tek bir ev tutup, eğlenceye kapıIıyorlardı. Open Subtitles أراهن أنهم جميعاً استاجروا منزلاً في كريت لقضاء الصيف هناك معاً.
    "Elden geldiğince çabuk bir şekilde size Barton Köyünde bir ev sunmaktan mutlu olacağım." Open Subtitles سأكون مسروراً أن أعطيكم منزلاً في كوخ بارتون عند ـــ
    Ah, henüz Hamptons'ın dışında bir ev kiraladım ve bu haftasonu oraya kağıt imzalamak için gitmeliyim. Open Subtitles لقد استأجرت منزلاً في قرى هامبتنز وعليّ الذهاب إلى هناك عطلة الأسبوع لتوقيع الأوراق.
    İki hafta sonra, trajik haberi duyduğumda Pete'in yaşadığı sokağın sonunda bir evi boyuyordum. TED بعد أسبوعين، كنت أطلي منزلاً في نهاية شارع بيت حين سمعتُ ذلك الخبر المأساوي.
    8 milyonluk şehirde tek bir evi bulmaya çalışmak eğlenceli olacak gibi. Open Subtitles تحاول أن تجد منزلاً في مدينة الملايين هذا سيكون ممتعاً
    Peki, Seattle'a taşınıyorsak, neden Tree Hill'den ev alıyoruz? Open Subtitles لماذا نشتري منزلاً في تري هيل ؟ اذا كنا سننتقل الى سياتل ؟
    San Francisco'da bir evleri var. Open Subtitles كلاّ , لقد كانت بالمدينة "فهم يملكون منزلاً في "سان فرانسيسكو
    Arsasında bir ev yapacağız, ki orası bizim arsamız oluyor çünkü evli olacağız. Open Subtitles سنبني منزلاً في أرضه، التي ستصبح أرضنا لأننا سنتزوّج
    Bekar, daha yeni Koreatown'dan bir ev almış. Open Subtitles اعزب ، اشترى للتو منزلاً في الحي الكوري.
    Şehirde bir ev, büyük bir araba, ve bir yunus satın alırız. Open Subtitles نشتري منزلاً في المدينة نشتري سيارة كبيرة نشتري بعض الدلافين
    Florida'da torunları için fazladan yatak odası olan bir ev aldı. Open Subtitles لتشتري منزلاً في فلوريدا، مع غرفتي نوم اضافيتين لأحفادها
    Kudüs'te bir ev biliyordum ve ikinci katında uzunca bir koridor vardı. Open Subtitles كنت أعرف أن هناك منزلاً في القدس وفي الطابق الثاني هناك ممر طويل
    Aşağı sokakta çok şeker veren bir ev biliyorum. Open Subtitles أعرف منزلاً في رأس الشارع وهو مزحوم دائماً
    Son durağa gidiyorum. Ailemin güneyde bir evi var. Open Subtitles .سأذهب إلى آخر محطة .عائلتي لديها منزلاً في الجنوب
    Ailenin Ember Adası'nda bir evi yok muydu? Open Subtitles ألا تملك عائلتك منزلاً في جزير إمبر ؟
    Kanıt sunmamı isterseniz de, Kuzey Florida'da bir evi olduğunu söyelyebilirim. Open Subtitles وإذا أردتم بعض المعلومات المقنعة إنها تملك منزلاً في شمال (فلوريدا)
    Fleur. İki tanık daha var. Şehrin batısında bir evi terk ederken görmüşler. Open Subtitles (فلور), شاهدان إضافيان رأوها تغادر منزلاً في شرقي المدينة هذا الصباح
    Trousdale'den ev istemezsin. Open Subtitles (ألا تريدين منزلاً في (تروزديل
    Londra'da bir evleri var. Open Subtitles هم لديهم منزلاً في لندن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more