"منزلهما" - Translation from Arabic to Turkish

• evlerine
• evlerini
• evlerinin
• Evlerinde
• evlerinden
• evlerindeyken

Gunnison Telefon Şirketinde, teknik servis yönetisi olan Buddy Benson ve genç oğlu Sam dün akşam evlerine dönmediler.
بادى بنسون ، مشرف اصلاح فى شركة جوينسون للتليفونات و ابنه الصغير ، سام، لم يرجعا منزلهما الليلة الماضية

Eşinin kazara olan yıkıcı eyleminden dolayı sarsılmıştı ve kötü talihin evlerine gelebileceğinden korkuyordu.
لقد أقلقه الفعل التدمير العرضي الذي قامت به زوجته، وخشي أن يحل النحس على منزلهما.

evlerini yaptıkları arsayı benden aldılar.
لقد بعتهما قطعة الأرض التي بنيا عليها منزلهما

Ama maddi sıkıntı içindelermiş. evlerini kaybetmek üzerelermiş.
لكن كانت لديهما مشاكل ماليّة، فقد كانا على وشك خسارة منزلهما.

Üç Kızkardeşin zehirli sırlarına açılan ikinci anahtar evlerinin altındaki mahzende gizlidir.
المفتاح الثاني لسمية أسرار الثلاثة أمهات مخفيا في قبو منزلهما

"Bu iki maymun evlat edindikleri harika pandayla evlerinin yolunu tutmuş."
وعادا إلى منزلهما مع الباندا الذي تبنّياهـ

Bunu bana hâlen Evlerinde yaşayan iki mağlup arkadaşım mı tavsiye ediyor?
هل أتلقى النصح من صديقي الفاشلين الذين مازالا يعيشين في منزلهما ؟

Evet, evlerinden 1 saat uzaklıktaki bir mağazadan.
أجل، من متجر يبعد قرابةَ الساعة عن منزلهما

Hastings'i gözaltina aldigimizda karisi evlerindeyken öldürüldü.
‫بعدما اعتقلنا (هاستينغز) ‫تم قتل زوجته في منزلهما

Onu evlerine davet ettiler, ve onunla ilgilendiler.
قاما بدعوته الى منزلهما و شغلا نفسيهما تماما به

O zamandan sonra, genç çift Erwin'i görmeye gelmeyi kesti, ve bir daha evlerine davet etmediler.
و من ذلك الحين توقف الزوجين عن المجئ لرؤية ايروين و لم يُدعى بعد ذلك الى منزلهما مطلقا

Daha sonra kızları evlerine götürmemi ister misin?
أتريد أن أعيد الفتاتين إلى منزلهما لأحقآ؟

Baba tarafı da tutucu. Çocuk evlerine bile gitmek istemiyor.
أجداده الآخرين ملتزمين ولا يرد أن يذهب إلى منزلهما.

Adamın kamerasını almak için evlerine girdiğimde o aptal boğazını, uyuduğu yerde kesecektim kadının.
حينما اقتحمت منزلهما لسرقة الكاميرا خاصته كنت سأنحر عنقها الجاهل وهي نائمة

- Cahill onların kişisel hesaplarına el koyuyor. - İsterse evlerini yerle bir etsin.
لا أكترث إن سلبهما منزلهما حجراً تلو الآخر

Başka evlerini çöpe çevirdiğimiz için özür dileyelim.
و ايضا سنعتذر عن تخريب منزلهما

Bir de evlerini ellerinden alamam.
لا استطيع ان اترك منزلهما ان يذهب كذلك

evlerini kiraya verecekler ama şimdiden kiraya çıkardılar bile.
إنهما يؤجران منزلهما الآن... لكنه معروض بالسوق

Sokağa taşınır taşınmaz evlerinin etrafına duvar örmeye başladılar.
بعد إن إنتقلوا للحي مباشرة بدآ ببناء جدار حول منزلهما.

Onlar basmakalıp ve alışmadık bu tedaviyi olmak için evlerinin sattılar.
لقد باعا منزلهما ليحظا بكل وسائل العلاج التقليدية والغير تقليدية -ما يتضمنكما

Onlara evlerinin lanetli olduğunu söyleyemem.
لا يُمكنني إخبارهما بأنّ منزلهما مسكون.

Paraneoplazi değilse, bir tür toksinden kaynaklanan bir reaksiyonsa kaynak Evlerinde değil demektir.
إن لم يكن اضطراباً بالوظائف و رد فعل لسم ما فمصدره ليس منزلهما بالتأكيد

Bu şeytanlar o kadar uzun yıllardır onun içindeydi ki kendi evlerinden balkondan atlayarak intihar edecek duruma getirdi.
الشياطين التي كانت تلازمها... طيلة أعوام عديدة للغاية، حتى دفعتها للإقدام على الإنتحار في منزلهما...

Hastings'i gözaltına aldığımızda karısı evlerindeyken öldürüldü.
‫بعدما اعتقلنا (هاستينغز) ‫تم قتل زوجته في منزلهما