"منطقيًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • mantıklı
        
    • saçma
        
    • makul
        
    • mantıksız
        
    • anlam
        
    • anlamlı
        
    Eğer biraz üstünde düşünürseniz, hepsi gayet mantıklı geliyor. Yani özelleştirilmiş fiziksel objelerin kullanımının insanlara bir arayüzü kullanmayı kolaylaştırması. TED وحين تتفكر في ذلك، يبدو ذلك منطقيًا جدًا، أن استعمال أدوات مادية متخصصة تتيح للزوار استعمال الواجهة البيئية بشكل أسهل.
    - Bu hiç mantıklı değil. - Sanki Kubbe mantıklı mı? Open Subtitles ـ هذا ليس منطقيًا بالمرة ـ وهل القبة هي التي منطقية؟
    Ama zihninin derinliklerinde mantıklı olan tek şeyin bu olduğunu sen de biliyorsun. Open Subtitles ..لكن في أعماقك أنت تعرف أن هذا هو الشيء الوحيد الذي بدا منطقيًا
    Kişinin bir bara gelip zehir ısmarlaması mantıklı değil. Open Subtitles توقُّع أن يطلب المرء سُمًّا في حانة. ليس شيئًا منطقيًا.
    Görünen o ki yaptığımız bu çalışma bazı kişiler tarafından değerlendirildiğinde sonuçsuz ve saçma olarak görüldü. Open Subtitles لقد بدا منطقيًا للجميع أنها كانت بلا جدوى ، وعبثية
    mantıklı ol biraz, küçük evinde patlayıcı falan yoktu. Open Subtitles كُن منطقيًا لم يكن هناك أي متفجرات في منزلها الصغير
    Bütün bunlar mantıklı ise sebebini öğrenmek istemiştim. Open Subtitles أردت أن أعرف إذا كان منطقيًا التحدث على الإطلاق
    Hatırladığı son şey buysa, burada gördükleri ona pek de mantıklı gelmiyordur. Open Subtitles وإن كان هذا أخر ما يتذكر، فكل ما يراه الآن لا يبدو منطقيًا له.
    Sen aileden olmadığın için bu mantıklı. Open Subtitles والذي يُعتبر منطقيًا بما أنّكِ لستِ من أفراد العائلة.
    Evet ama biliyorsun bu bana hiç mantıklı gelmedi. Open Subtitles تعلمين أنّ الأمر لم يكن منطقيًا بالنسبة ليّ
    Onun GPS sinyalinin bizi laboratuvara götüreceğini düşünmek akla mantıklı geldi. Open Subtitles لذا كان منطقيًا افتراض أن إشارة "تحديد المواقع" ستقودنا نحو المختبر
    İki hafta boyunca onu saklı tutmak bana hiç mantıklı gelmemişti. Bu çok riskliydi. Open Subtitles أمّا إبقاؤها محتجزة لأسبوعين، لم يكن منطقيًا أبدًا وكان خطرًا للغاية
    Ancak küçük bir detay mantıklı gelmiyor. Open Subtitles لكن تفصيلاً واحدًا صغيرًا لا يبدو منطقيًا بالنسبة لي
    Ailemden borç para almam hiç mantıklı değil. Open Subtitles أعني، لا يبدو منطقيًا أن أتسلف مالًا من والديّ
    Ama mafya için para aklamaları hiç mantıklı değil. Open Subtitles لكن هذا لا يبدو منطقيًا أنّهم متورطون بغسيل أموال لصالح عصابة المخدرات
    Söylediğin şey annemi aradığımda mantıklı gelirdi ama bu tamamen farklı bir şey. Open Subtitles يكون هذا منطقيًا عندما يكون بشأن الاتصال بأمي هذا شيء مختلف كليًا
    - O gece olan her şey şimdi mantıklı oldu. Open Subtitles كل شيء حدث تلك الليلة، يبدو منطقيًا الآن
    - Şimdi mantıklı gelmeyecek ama beni sonraki görüşünde mantıklı olacak. Open Subtitles لا يبدو منطقيًا إليكِ الآن ولكن سيكون كذلك حينما تريني المرة القادمة
    Çok saçma ama. Open Subtitles هذا ليس منطقيًا
    makul olup olmadığına ben karar veririm. Open Subtitles أنا مَن يقرر ما إن كان منطقيًا أم لا.
    Bize rolünüzü doğru yapın diyorsun ama sen mantıksız davranıyorsun. Open Subtitles أمرتنا أن نحن القيام بأدوارنا، لكن ما تفعله لا يبدو منطقيًا.
    Ağabeyimin yolunun bana tam bir anlam ifade ettiği zamandı. TED عندها بدأ مسار أخي الأكبر يبدو منطقيًا بالكامل لي.
    Beckett bize, tıpkı günlük hayatımızdaki şeyler gibi sahnedeki dünyanın da her zaman anlamlı olmadığını hatırlatır. TED بيكيت يذكرنا بأن، مثل حياتنا اليومية، عالمَ المسرح ليسَ منطقيًا بشكل دائم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more