Caddede bana engel oldu. Şimdi arayı yumuşatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لقد منعني من البيع في شارع السوق والآن يريد معاملتي بلطف |
Tevazu, sizinle hemfikir olmama engel olsa da, öyleyim bayım. | Open Subtitles | التواضع منعني من الموافقة على ماقلت, سيدي. ولكن نعم. |
Onu öldürmeme kanunlar engel oldu. | Open Subtitles | إحترامي للقانون هو فقط الذي منعني من قتله |
Eğer kalan bir şey varsa onları yok etmeme engel olan tek şey Aria'ya yardımcı olabilme olasılığı. | Open Subtitles | إن كان هناك شئ الشئ الوحيد الذي منعني من حرقه |
Benimki sağ açık oynamama engel oldu. Seninki olmuyor. | Open Subtitles | جرحي منعني من مواصلة اللعب أما جرحك فلا |
Hastalığım Sydney'de çalışmama engel oldu. | Open Subtitles | مرضي منعني من العمل في سيدني |
Patrick gitmeme Charlotte'un engel olduğunu sandı. | Open Subtitles | (باتريك) كان يظن (شارلوت) من منعني من الذهاب |
Bu, sana söylememe engel oldu. | Open Subtitles | ذلك ما منعني من قول ذلك لك |