Cuvier'in bu konuda benden daha iyi olduğu çok açık ve bunun sayesinde topraktan çıkarılan ve bilinmeyen fosilleri tanımlayabildi. | Open Subtitles | من الواضح أن كوڤييه كان أبرع مني في هذا مما سمح له بالتعرف علي الحفريات التي لم يسبق لأحد معرفتها والتي أتت من الأرض |
Endişelendim sadece. Bu konuda benden iyisin ve daha önce gördüğümden çok daha fazla incitiyorsun. | Open Subtitles | أنت خير مني في هذا المجال وإنّك تتألَّم أكثر مما رأيتك قطّ. |
Ama bir konuda benden iyisin o da finansal konular. | Open Subtitles | أنني أفضل منك في حل الأمور. حسنا, أنت أفضل مني في شيء ما, و يدعى التعاملات المالية. |
Üstelik subayları da benden kıdemli haham efendi! | Open Subtitles | ضابطهم أعلى مني في الرتبه. الشرائط ليست كافية. |
Kuzeydoğu'da benden fazla yazıcı satan olmadı. | Open Subtitles | فلا أحد أعلى مني في مبيعات الطابعه في محيط الشمال الشرقي بيت القصيد: |
Bana bir şey olursa veya bir saat içinde benden bir haber alamazsanız gemiyi alın ve beni kurtarmaya gelin. | Open Subtitles | إذا حدث أي شيء لي و إذا لم تسمعوا مني في غضون ساعة خذوا السفينة و تعالوا لإنقاذي |
Senden çiftler terapistinin telefonunu isterdim dostum ama bu işte benden iyi olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | سأسألك بعض أرقام اخصائي المعالجة لكن لا أعتقد أنك أفضل مني في هذا المجال |
Tabii bu konuda benden daha bilgilisiniz. | Open Subtitles | من الطبيعي انك اعلم مني في هذا الشأن |
Çünkü seninle Zoe'nin bu konuda benden daha iyi olmanızı istiyorum. | Open Subtitles | لأنني أريدك أنتِ و (زوي) أن تكونا أفضل مني في هذا |
Bakın, madam, o her konuda benden daha iyi biri. | Open Subtitles | أنظري سيدتي هو أفضل مني في كل شيء |
Bu konuda benden daha iyisin. | Open Subtitles | انت أفضل مني في هذا |
Bu konuda benden daha iyisin. | Open Subtitles | أنت ستكون أفضل مني في ذلك |
Bu konuda benden iyi değilmiş. | Open Subtitles | انها ليس أفضل مني في هذا |
Rio'da benden sıkıldı, sonra duydum ki teknede bir Kübalıyla tanışmış. | Open Subtitles | أصيبت بالضجر مني في (ريو)، ثم سمعتُ أنّها إرتبطت بالكوبي على السفينة. |
Kanada'da benden kaçabileceğini mi sandın? | Open Subtitles | هل اعتقدت حقا أنه يمكنك الهروب مني في (كندا)؟ |
Four Seasons'da benden telefon bekliyor. | Open Subtitles | إنه هنا وينتظر مكالمة مني في الـ(فور سيزن) |
Eğer 15 dakika içinde benden bir şey duymazsan, bütün sistemi kapatma prosedürünü başlat ve kendini güvene al. | Open Subtitles | ،إن لم تتلقي أيّ ردّ مني في غضون 15 دقيقة فعّلي إجراءات الإغلاق الكامل وأمّني نفسكِ |
Çocuklarımda benden bir şeyler isteyecek onlara da bakıp beslemem gerekecek. | Open Subtitles | عندما يحتاج أطفالي أشياءً مني في الحقيقة عن وقت أكسائهم و أطعامهم |
Odaklanman lazım. Bu işte benden daha iyisin. | Open Subtitles | أحتاجك أن تركّز، أنت أفضل مني في هذا |
Bu çocukta kendimden çok şey buluyorum . | Open Subtitles | إني أرى الكثير مني في هذا الغلام |
Sen, bunlara rağmen, asalet düzeninin baskısı için benden daha donanımlısın. | Open Subtitles | وأنتِ مع ذلك مناسبة أكثر مني في تحمل ضغوطات الخدمات الملكية |