Hayatlarını tehlikeye atıyorlar, bizim için, sizin için, ve onları hayal kırıklığına uğratamayız. | TED | فهم يضعون حياتهم على المحك من أجلنا .. من أجلكم ولايمكننا أن نخذلهم |
Evet, cesur küçük çoban kız, sizin için koca koyunları saklıyor. | Open Subtitles | أجل من أجلكم تحتفظ تلك الراعية الصغيرة الشجاعة بالخراف الجيدة والسمينة |
Selam çocuklar, haftaya sizin için yeni bir sevkiyatımız var. | Open Subtitles | مرحباً يا رفاق، لدينا شحنة جديدة من أجلكم الأسبوع القادم |
dedim. Doğru: her şeyi kendi hâline bırakan Doğa Ana senin için ilginç ve yararlı bir yol açmayacak. | TED | وهذا صحيح: إذا ما تركت أمور الدنيا لوحدها، لن تقوم الطبيعة بنحت طريق مثير أو مفيد بالضرورة من أجلكم. |
Şu tellerden geçip gittiğimde sizler için harita falan yapacak değilim. | Open Subtitles | لن أتجول حول الحواجز أرسم خرائط من أجلكم يا رفاق |
sizin için de ganimet ve işinizi iyi yaparsanız kadın olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك غنائم من أجلكم , ونساء لو نفذتم مهمتكم جيداً |
Hayır, hayır, sizin için harika bir hazırlık yaptık arkadaşlar. | Open Subtitles | كلاّ , كلاّ لدينا فريقٌ رائعٌ من أجلكم أيّها الرفاق |
İşte buradayız ve nihayet sizin için elimden geleni yaptım, artık dışarıya çıkıp kendi başınıza uçmak ve ölmek arasında seçim yapmalısınız. | Open Subtitles | ها نحن ذا في النهاية فعلت ما باستطاعتي من أجلكم الآن عليكم أن تذهبوا و تفكروا بأنفسكم حان الوقت للطيران أو الموت |
Bu sizin için büyük bir oyun ama bu iş, oğlum benim hayatım. | Open Subtitles | ما هي إلا لعبة كبيرة من أجلكم ولكن وظيفتي, وأبني هي كل حياتي |
Bütün kartlar doğru sırada sadece sizin için. | TED | جميع البطاقات في الترتيب، فقط من أجلكم. |
Bu resme tahammül edemeyenler, sizin için birini ekleyeceğim. | TED | بالنسبة لأولئك الذين لم يتقبلوا هذه الصورة، سأضيف شخصاً أخر من أجلكم. |
Hristiyanlar, Yahudiler, Müslümanlar ya da voodoo büyücüleri sizin için geliyordur. | TED | المسيحيون واليهود والمسلمون، كهنة الشعوذة سوف يأتون من أجلكم. |
Kendisi için değil, zavallı küçük çoban kız.. ..sizin için, aslan dostlarım! | Open Subtitles | آه ليس من أجلها تلك الراعية الصغيرة المسكينة بل من أجلكم يا أصحابي الأسود |
sizin için kıçımı yırtıyorum, ve karşılığında ne alıyorum? | Open Subtitles | أضغط على نفسي من أجلكم ومالذي أحصل عليه ؟ |
sizin için kıçımı yırtıyorum. Karşılığında ne alıyorum? | Open Subtitles | إنني أبذل ما بوسعي من أجلكم وفي النهاية ماذا أجني؟ |
Eğer dürüst bir yönetim istiyorsanız, sizin için çalışacak bir yönetim ellerinizi ceplerinize uzatmanızı istiyorum. | Open Subtitles | إذا كنتم تريدون حكومة صادقة حكومة تعمل من أجلكم فأنا أطلب منكم أن تبحثوا عميقاً في محافظكم |
Tamam, bakın bunu dinleyin. sizin için bir hikayem var. | Open Subtitles | حسناً, دعونا نرى إن كنتم ستفهمون تلك لدى قصة صغيرة من أجلكم |
Bu tek umduğumuz şey. sizin için dua ediceğim. | Open Subtitles | هذا هو المتوقع منكم سأصلي من أجلكم جميعاً |
Çünkü, burada senin için kıçımızı dondurmak çok hoşumuza gidiyor. | Open Subtitles | نعم , لإننا نحب أن تتجمد مؤخراتنا هنا من أجلكم |
Özetle sizler için çalışmaktayım, bize oy verin ya da vermeyin. | Open Subtitles | إذا أنا أعمل من أجلكم, سواءا صوتم لنا أو لا. |
size bir işim var. Ama o tür bir iş değil. | Open Subtitles | لدي عمل من أجلكم لكنه ليس هذا النوع من الأعمال |
Gerillalara şu mesajı verdik: "Gel, ormanı bırak. sana da yer ayırdık." | TED | وما فعلناه هو أننا قلنا للمغاوير، "تعالوا، اخرجوا من الغابة. نحتفظ بمكان من أجلكم." |