onlar için ne yapabileceğimize bakmalıyız, Bayan Jennings. | Open Subtitles | علينا أن نرى ماذا نستطيع فعله من أجلهن سيد جينينغ |
Biz , onlar için, bakım onları yükseltmek ve onlar gitmek. | Open Subtitles | نحن نربيهن ، نهتم من أجلهن ويذهبن بعد ذلك |
! Bunu onun için yapmıyorum. onlar için yapıyorum. | Open Subtitles | لاأفعل ذلك من أجله أفعلهُ من أجلهن |
Bunu onlar için de yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نقوم بهذا من أجلهن جميعهن أيضاً |
(Alkış) Kadınları cesaretlendirmek ve onlara fırsatlar vermek --- biz onlar için ordayız ve bunun için onlar yalnız değiller. | TED | (تصفيق) وبذا نقوم بتمكين النساء وإعطائهن الفرصة -- ونحن هناك من أجلهن. وليسوا وحدهن في ذلك الأمر. |
Her şeyi onlar için yapıyorum. | Open Subtitles | كل ما أفعله أفعله من أجلهن. |
onlar için Tanrıya teşekkür ediyoruz. | Open Subtitles | نشكر الله من أجلهن |
Ve onlar için hayatını tehlikeye attın. | Open Subtitles | وخاطرت بحياتك من أجلهن |