Özgürlük için mücadele etmek yerine motor mu tamir edeceksin? | Open Subtitles | أليس كذلك تصلح المحركات بدلاً من الكفاح من أجل الحرية |
Özgürlük için ölen cesur adamların kanı. | Open Subtitles | بلى , دماء الرجال الشجعان الذين ماتوا من أجل الحرية |
Özgürlük için Savaş isimli son kitabımda yer alan dizeler bunlar. | Open Subtitles | من كتابي الشعري الأخير حول الصراع من أجل الحرية. |
Bu, eğitimin, özgürlük çabası olduğunu söylemeyi sevmemin nedenlerinden biri. | TED | وهذا هو أحد الأسباب الذي أرغبُ في قولها أن التعليم هو عمل من أجل الحرية. |
ve giriş noktamız ne olursa olsun hepimiz özgürlük savaşçısı olmalıyız. | TED | ومهما كانت مرحلة مشاركتنا، علينا جميعًا أن نكافح من أجل الحرية. |
Huzur ve Özgürlük için savaştığını sanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تؤمن بحروبك من أجل السلام، من أجل الحرية |
Burası da adalet dağıttığınız ve Özgürlük için savaştığınız oda olmalı! | Open Subtitles | وهذه هي غرفتكِ حيث يمكنكِ الإستغناء عن العدالة والكفاح من أجل الحرية |
Köle olduğumuzdan beri Özgürlük için savaşıp can veriyoruz. | Open Subtitles | الزنوج كانوا يقاتلون ويموتون من أجل الحرية منذ أن كان أول رجل منا عبداً |
Ben inançlı bir adam değilim ama hepimiz Özgürlük için savaşıyoruz inançlı olanlar dahil. | Open Subtitles | أنا عن نفسى لست مؤمنًا لكننا جميعًا نقاتل من أجل الحرية حتى الحريات الروحية |
Özgürlük için savaşan erkek ve yüce kadınların kanları. | Open Subtitles | الدم الجليل للرجال والنساء وهم يقاتلون من أجل الحرية |
Üstelik oğlun, babasının Özgürlük için yaptığı savaşı izleyecek. | Open Subtitles | وقال انه سيكون قادرا على مشاهدة كما والده يقاتل من أجل الحرية. |
Nerede bir olay olsa Özgürlük için savaşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أقاتل من أجل الحرية في أي مكان توجد به مشاكل إلى الأبد |
Çık oraya ve Özgürlük için aptal gösterini yap. | Open Subtitles | إذهب إلى هناك و إبدأ عرضك الغبي من أجل الحرية |
Asla, ama asla Özgürlük için savaşmaktan vazgeçmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أفعل ، أبداً ان أرتد عن يميني للكفاح من أجل الحرية ضد الطغيان |
"Cesur Yeni Dünya"'da Özgürlük için oluşturduğumuz teknolojilerin sonunda geri dönüp bizi baskı altında tuttuğu bir toplum hayal ediyor. | TED | في كتابه "العالم الجديد الشجاع،" إنه يتصور مجتمع حيث تصبح التكنولوجيا التي طورناها أساساً من أجل الحرية مصدر إجبار لنا. |
Siyasi ve dini Özgürlük için geldik. | TED | أتينا من أجل الحرية السياسية والدينية. |
(Alkışlar) Eğitim bir özgürlük çabası | TED | (تصفيق) التعليم هو عمل من أجل الحرية. |
Bence terörist olmak ile özgürlük savaşçısı olmak arasında fark var. | Open Subtitles | حسنا، أنا أعتقد أن هناك خيط رفيع بين أن تكون إرهابي أو مقاتل من أجل الحرية |
Bunlar Amerikalı, özgür olduklarını böyle ifade ediyorlar. Destekli bağımsızlık. | Open Subtitles | هؤلاء أمريكان, يقفون من أجل الحرية من أجل الإستقلالية المدعومة |
Özgürlüğe susadıklarında kim doyurur onları | Open Subtitles | الذين أيقظ جوعهم من أجل الحرية |
İnsanlar sizin tutucu olduğunuzu söylüyor ama siz gerçekte devrimci ve yozlaşmış güce karşı özgürlük yolunda tek başına savaşan birisiniz. | Open Subtitles | تسميه الناس لك بالمتعصب، ولكن ما أنت عليه حقاً رجل ثوري القتال من أجل الحرية ضد السلطة الفاسدة، |
Özgürlüklerini ilan etmişler ve çamaşır makinesinden kaçmışlar. | Open Subtitles | لقد قامو بالفرار من أجل الحرية -وفروا من آلة الغسيل |
Herkes için nitelikli eğitim: bu kazanmamız gereken bir özgürlük savaşı. | TED | جودة التعليم للجميع. ذلك هو الصراع من أجل الحرية الذي يجب علينا الفوز به. |