ama hepsinden önemlisi demokrasi için nasıl çarpışıtığımıza. | TED | والأهم من ذلك كله، في الطريقة التي حاربنا بها من أجل الديمقراطية. |
Şimdi sen bunu ortadan kaldırmak istiyorsun. Hem de demokrasi için. | Open Subtitles | والآن تريد رميها بعيداً من أجل الديمقراطية. |
Dikkatleri, temel insan hakları ve demokrasi için mücadele eden İranlılara çekti. | TED | انها جلبت الكثير من الانتباه لجميع أولئك الإيرانيين الذين يقفون من أجل حقوق الإنسان الأساسية والنضال من أجل الديمقراطية. |
Burada Afgan Star ile ilgili bir belgeselde gözüküyor, arkadaşları ona bunu yapmaması yönünde ısrar ettiler ve o bunu demokrasi için yaptığını söyledi. | TED | . وهنا ها هي تروي في الفيلم الوثائقي نجم الأفغان كيف أن صديقاتها ألحّ عليها على عدم القيام بذلك وأخبرنها كيف أنها تتركهم من أجل الديمقراطية |
Dikkatimizi baltalamak yerine, tüm bu veri, güç ve bu yeni insan doğası bakış açısını kullanarak kendimize insanüstü bir yeti kazandırdığımızı ve bununla önemsediğimiz şeylere odaklandığımızı, bu süper yeteneğin demokrasi için sohbetler etmemizi sağladığını bir hayal edin. | TED | بدلًا من إعاقة اهتماماتنا، تخيلوا لو أننا استخدمنا كافة هذه البيانات والقوة وهذه النظرة للطبيعة البشرية لإعطائنا قدرة خارقة على التركيز وقدرة خارقة لوضع اهتماماتنا للأمور التي تهمنا وقدرة خارقة لإجراء الحوارات التي نحتاجها من أجل الديمقراطية. |
En başta şöyle sorduk: "Twitter veya Facebook sahibi olsaydınız içeriği reklam veya katılım yerine demokrasi için düzenleseydiniz nasıl olurdu?" | TED | وفي البداية سألنا، "إذا كنت تويتر أو فيسبوك وتحاول تصنيف المحتوى من أجل الديمقراطية بدلاً من النقرات على الإعلانات أو المشاركة فما الذي قد يبدو عليه ذلك؟" |
Bir de demokrasi için savaştıklarını ve onun liderliği almasını istediklerini. | Open Subtitles | طلبوا من (أونغ سان سو كي) أن تقود حركة من أجل الديمقراطية. |
demokrasi için mücadele etmeliyiz! | Open Subtitles | يجبُ أن نناضل من أجل الديمقراطية! |
"demokrasi için savaştık"? | Open Subtitles | "حاربنا من أجل الديمقراطية"؟ |