Evden çıkarken onu yakalayacaklardı. Ama "av" için her şeyi mahvetti. | Open Subtitles | كانوا سيأخذونهُ عندما يغادر المنزل لكنهُ أفسد الامر من أجل الصيد. |
Av için erken kalktığımda. | Open Subtitles | عندما أنهض باكراً من أجل الصيد يا عزيزتي |
- Yarınki Av için bana ihtiyaç olacağı söylendi. | Open Subtitles | أخبروني بأنني سأحتاج إلى حصان من أجل الصيد غداً |
Yarınki Av için at seçmem gerekecek. | Open Subtitles | سأحتاج إلى حصان من أجل الصيد غداً |
Aslanlar devasa pençelerini Avlanmak için ani bir şekilde hareket ettirmeden önce kolay hareket etmek için onları geri çekebilir. | TED | وتستطيع الأسود إخفاء مخالبها الضخمة لتسهيل حركتها، قبل إظهارها من أجل الصيد. |
Her ne iseler, Avlanmak için ortaya çıkıyorlar. | Open Subtitles | أينآ كانوا أنهم يصعدون للسطح من أجل الصيد |
Av için tilki kanı. | Open Subtitles | دماء الثعلب من أجل الصيد |
Sadece birkaç hafta. Av için. | Open Subtitles | أسابيع قليلة فقط من أجل الصيد |
Sadece birkaç hafta. Av için. | Open Subtitles | أسابيع قليلة فقط من أجل الصيد |
"Buraya Avlanmak için gelmedin, değil mi?" | Open Subtitles | أنت لا تأتى إلى هنا من أجل الصيد ، أليس كذلك ؟ |
Fakat sen... Sen gerçekte Avlanmak için hiçbirşey yapmıyorsun. | Open Subtitles | ...لكن أنت أنت لم تُخلق من أجل الصيد |